İsyankâr kelimelere mil çektim,
Çektim ızdırabını asilce, tektim.
Aydınlık yüzüne, ne hasretler çektim,
Hû dedim, metruk dolunaya,
Solum da bir incik,
Ziyanlardan üç adım sektim.
Leyl vaktidir ey yâr.!
_Bir gün ressamlar Türk'ün simasını kaybederlerse, yıldırımı alıp yapıversinler. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir. Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne en aşağı 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Bu beşik tabiatın
Aydım yarı gece de,
Evlerin ışıkları uzak,
Köpek sesleri boğuk boğuk,
Bir yanım yaşama,
Diğer yanım ölüme dönük,
Tellerin üstünde muradım kalmış,
İçimde akıp duruyor zaman,
Kalmış raflarda kitaplar,
BEKTAŞİ HİKAYE
Bir Bektâşî ile Karadenizli bir kayıkçı denizde giderlerken fırtına çıkmış, deniz köpürmeye ve tekneye sular girmeye başlamış. Bektâşî'nin yüzü korkudan sararınca Karadenizli kayıkçı onu teskîn etmek için : "Ne korkaysun, Allah KERÎM'dur" deyince Bektâşî şu ârifâne cevâbı vermiş :
Ben de ondan korkuyorum ya! İster misin O
Her Yanım İnsan Benim
kimi zaman...
bir bardak tavşan kanı çay
ve ay çöreği olurum
bir sokak çocuğunun düşünde
kimi zaman...
güneş olur ısıtırım...
ustura gibi soğuk gecelere sığınanlar üşüdüğünde