Ömür Hanımla Güz Konuşmaları - Şükrü Erbaş
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
Uzun bir arayla son iletii..
İnsan gün geçtikçe ne kadar uzaklaşıyor sadelikten. Sahi, bitmek tükenmek bilmeyen bu ‘yeterli değil’ hissi nereden geliyor? Hem neden herkes birbirine benzemeye çalışıyor? Kibir olarak algılamayın lakin bu yüzyılın nadir rastlanan insanlarından biri olarak hissediyorum kendimi. Sanki tek yönlü bir zaman makinesiyle gelip içine düşmüşüm gibi
Reklam
biz hep çocuk kalmalıydık aslında. üç taş, üç cam olmalıydı hayat. en büyük kavgamız gazoz kapağından çıkmalıydı. ve en büyük acımız, öğretmenimizin başka şehre tayini olmalıydı. büyümeğe özenmeliydik büyümeden.. insan dediğin, yürüdükçe yorulan, yoruldukça ağlayan bir taş değil mi? çözmesi zor değil. sen ansın, yaşanan zaman.
Saat Çini vurdu birden: pirinççç Ben gittim bembeyaz uykusuzluktan Kasketimi eğip üstüne acılarımın Sen yüzüne sürgün olduğum kadın Karanlık her sokaktaydın gizli her köşedeydin Bir çocuk boyuna bir suyu söylerdi. Mavi. Bir takım genç anneleri uzatırdı bir keman Sen tutar kendini incecik sevdirirdin Bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa Yalnız
Saklı Sevda
cam yeşili bir kız çok kirpikli saçları nasıl karanlık bir kızıl örtülü bir güzellik benzeri olamaz dudaklarındaki kan etkiliyor asıl duyarlığı alıngan gönlü ikircikli ne yazsam ona tutsak / adı şehnaz belki kadın belki çocuk iyice kuşkulu hangi tutku buğulamış camlarını bazen ne çok var bazen ne kadar az kan kırmızı yaşayıp yaz
Çocuk Ah lastik papuçlu çocuk Yaması mı attı yaralarının, nedir bu telaşın Dönmekten mi yoruldu topaçın Yoksa başını okşamadan mı yattı Havva anan Başladı demek büyüme belası Güvercin uçururken şimdi sen mi oldun acemi güvercin Rotanı hangi acı çizecek şimdi Yine de acele etme derim, uyma büyüme sanrısına çocuk Aldanma bulutların üstünde olduğuna Yavaş yavaş çırp kanatlarını nasıl olsa varamayacaksın Gitmekle kalmak arasında sıkışıp kalacak kanatların Hasret kalırsın iyi şeylere, haberin olsun Varacağın yerde iyilik zindanlarda çürür İyilik diyorum çocuk iyilik Cam şişede sıkışıp kalmış Boğuldu boğulacak. Kaç diyorum çocuk kaç Kaç ve kurtar yüreğini.
Reklam
818 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.