Bir marketin içinde,
tam otobüse binerken,
bir radyo istasyonunda,
gece yarılarında
yüzünü
hiç görmediğim
insanlarla söyleşirken,
ekmek arası
bir şeyler hazırlarken,
Kadıköy vapurunun
arka tarafında
İstanbul'un
haylaz ışıklarına
bakarken.
Neresi olursa olsun
gözlerim dolmuşken
ağlayacağım.
Kendimi tutmadan
ve umursamaksızın
hiçbir meraklı yüzü.
İşte öyle bir şey...
Bu gönderiyi alıntılama sebebim.... çok komiksinizzz laaaaa gerçekten....
al sana kaynak
Günümüzde İslam dininin ilk olarak Türklere ne şekilde ve hangi şartlarda geldiği pek bilinmez, bilinmesi de istenmez. Ancak, bu topraklarda yaşayan bir çoğumuzun bilmediği, ya da bilmek istemediği bu tarih, aslında ders diye anlatılan o taraflı tarihi
Türkler için "sıradan" olan şey herhangi bir dine geçmektir. İslamlaşmanın bu bapta olağan dışı bir tarihselliği bulunmaz, sadece sonuçları diğerlerinden çok farklı olduğu için şu anda böyle bir çalışmada konuyu tartışıyoruz.
2010 Yılı Kurban organizasyonu ile ilk defa bir ülkeye gitmiştim.
Daha önce anlatılanlar abartı gelmişti..
Ta ki yaşayana kadar
Habeşistan/ Bilali Habeşi ülkesi/Etiyopya....
Habeşistan Peygamberimizin bildirdiği gibi gerçekten esenlik yurdu....
Başkent Addis Ababa da birkaç günlük temaslardan sonra bize ayrılan ilçeye Dessie( 640.000 nüfus)
Yola
Küçükken babamla mal almak için İstanbul'a gelmiştim. Harem'de inip vapurla karşıya geçtik. Sonra dolmuşa bindik. Dolmuşta babamın kucağında oturuyordum, yanımızdaki adam ekmek arası köfte yiyordu, bir taraftan da burnunu karıştırıyordu. Uzun bir zaman ekmek arası köfte yemedim o yüzden.
Saman Sarısı
Seher vaktı habersizce girdi gara ekspres
kar içindeydi
ben paltomun yakasını kaldırmış perondaydım
peronda benden başka da kimseler yoktu
durdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biri
perdesi aralıktı
genç bir kadın uyuyordu alacakaranlıkta alt ranzada
saçları saman sarısı kirpikleri mavi
kırmızı dolgun duduklarıysa şımarık ve