Sizi siyaset batağına çekecekler. Politize oldukça siz, üzerinizden güdümlü dargınlıklar derecekler. "Poetika ve politika yan yana yürüyor" dediğinde Celâl Fedai, kıymetli bir ayrımın altını çiziyor. O ayrımdan şunu anlıyorum ki; politik malzeme olmak yerine, politikanın üzerine çıkmak iktiza ediyor.
Şiir ve siyaset yan yana yürüyor demek yerine, poetika ve politika yan yana yürüyor demeyi yeğliyor Fedai. İsmail Kılıçaslan gibi adam adaylarını şiirden diskalifiye eden "Amerika Sen Busun" gibi sığ başlıklardan ötesi değil. Proaktif politikayı mütalaa etmek ve ufkun üzerine bakınmak varken, siyasi partilerin eteğine düşmek yakışmıyor ufku geniş insanlara. Evet, yakışmıyor.
Size demir leblebi verecekler. Onu kemirmekle cebelleştikçe siz, ufkunuzdaki kutlu istikbali sümen altı edecekler. Dişine güvenen buyursun da görsün. Nasıl hayfa uğramaz ki insan?