Burada bulamadım Arnold Gehlen’i bu da sitenin ayıbı yahu :) Arnold Gehlen, felsefi antropolojinin ana eseri olarak kabul edilen kitabında “Der Mensch” insanı, Descartes'tan beri beden ve zihin arasındaki antropolojik ikiliği aşmaya ve insan kavramını anatomik-biyolojik ve kültürel-sosyolojik olarak incelemeye çalışan kusurlu varlıklar olarak tanımlar. Gehlen, hipotezler geliştirip bunları gerçeğe göre ölçtüğü için ampirik-bilimsel yönteme göre ilerler. Dolayısıyla onun antropolojisi deneysel bir felsefe olarak tanımlanabilir. Kitaplarını mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Şüphesiz çok şey katacaktır.
Sosyalist Kültür/ Neymiş bu SAPIENS?
Bir yılda on iki farklı dile çevrilmiş, milyonlarca satmış ve ülkemizde de en çok satanlar raflarında uzun süre kalmış bir kitap SAPIENS. Yazarı Yuval Noah Harrari, kendisi İsrailli bir tarih profesörü. Milenyum çağı dalgalanmaları ve postmodernizm üzerine yaptığı araştırmalarıyla ünlenmiş ve zamanla ders notlarını kitaplaştırmış, önümüze “Zamanın
Reklam
covid-19 antropolojik yorum 1
Salgın hastalıklar devlet ile kültür arasında farklı yorumlamalara sebebiyet veriyor. Devlet salgını kontrol edilmesi gereken bir hastalık olarak görürken kültür bunu ekonomik çöküntü olarak yorumlamaktadır. Sosyal eşitlik sağlanırsa virüs kontrol edilebilir fakat bir devletin maddi imkanı yeterli olmasa bu hem sosyal hem ekonomik buhrana
Bilhassa 19.yy da Amerikan feminizmin fitilini yeniden ateşlediği “anarerkillik” ne yazık ki bir varsayıma dayanmaktadır istediğiniz kadar antropoloji de kassanız bu bir varsayımdır. Dayanağı yoktur. Bu “anaerkillik” düşüncesi dindarlığın anti-entelektüel ve dogmatik olduğunu savunurken, din ve mistisizmin kültürel gerekliliğini savunan Jane Harison tarafından kabul edilmiştir. Haklar önemli fakat bunları talep ederken komik duruma düşmeyelim değil mi feministler! Bazen o kadar ileri gidiyorsunuz ki doğa ananın kucağından fırlayan bir ok gibisiniz.
Antropoloji üzerine
Antropoloji çeşitli kültürleri inceler;çoğunlıkla ilkel kültürleri,ancak ne yazık ki,kendi kültürünün ilkel olduğunu düşünmez.Bugün üzerinde çalışabileceğimiz şu veya bu şekilde kültüre hapsolmuş olmayan bir alan yok.Kendi kültürünüzden kurtulmak zordur. TVP RBE TZM
Bu uygulama da bazen kendi reklamını yapan yeni yazarlar görüyorum. Oldukça genç ve hevesliler, doğrusu da budur. Fakat aklıma takılan bir şey var; kitap yazmak bu kadar kolay mı? Kitap yazmak sadece bir duygu ve söylem yoğunluğundan oluşan laf salatasının yapılacağı yapraklardan ibaret olmamalıdır. Tarihi, sosyolijik, felsefeli, kültürel antropoloji, sanatsal veya başka bir tasavvurla ilişkilendirilebilecek bir derinlikte olmalıdır. Eleştirel bir terazisi olacak kadar yoğun bir konusu olmalı, okuyucusuna ışık tutacak nitelikte olmalı. Kitaplar şık kapaklarla okuyucusuna albenili bir kandırmacayla satılan ve kütüphanelerdeki pozuyla işte benim kütüphanemde bu kadar kitap var denilecek cinsten raf koleksiyonu değildir. Kısacası yazar olmak büyük bir sorumluluk ister büyük bir birikim ister kitabın ağırlığı ise kütlesinden değil içindekilerle ölçülen bir şeydir.
Reklam
46 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.