JACK LONDON'IN MARTİN EDEN ADLI ESERİNDE DİPNOTLARDA GEÇEN KİTAPLAR
66. SAYFA: Helena Petrovna Blavatsky-Gizli Öğreti, Yoksulluk ve İlerleme, Din ile Bilimin Savaşı. Albert Schaffle-Sosyalizmin Özü 79. SAYFA: Alfred Tennyson-Prenses Şiiri 90. SAYFA: San Francisco Examiner (Gazete) 371. SAYFA: Saleeby-Hayat Döngüsü 482. SAYFA: Jack London-Uçurumun İnsanları 482. SAYFA: Henry Wadsworth Longfellow- Evangeline, The
HALUK BİLGİNERİN "masumiyet" deki muhteşem tirad'ı..
bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. mevlanakapı'da. babası zabıtaydı. alkolik hasta bi adamdı rahmetli, erkenden de gitti zaten. bu anasıyla yoksul, perişan... bizim tuzumuz kuruydu, hacı babam yapmış bi şeyler. bi de zagor vardı. bizim eski evin kiracısının oğlu. babası filimciydi yeşilçamda. cepçilik, arpacılık, her yol vardı itte. ama
Reklam
sevgili günlük, hep aynı yerde saymaktan yorulduğum için; kişilerden silindi sosyal medyadan çıkarıldı dualar edildi. bugün eski defterimin son, yeni defterimin ilk sayfası. bu sefer merhamet et be kızım kendine. aklını başına al be. neydi bu kadar salaklık
Kibritçi kızın hikayesi
Hava çok soğuktu etrafta koşturan insanların arasında çıplak ayakları, incecik sesi ile evde bulunan annesine yemek götüre bilmek için kibrit satan bir kız çocuğu. Yılbaşı akşamı idi o gün, küçük kız caddenin karşısına geçerken düşürmüştü ayaklarındaki terliği iki yaramaz çocuk alıp kaçmışlardı terliklerini. Buz gibi yerlere çıplak ayaklarla basıyor kimse onun farkına bile varmıyordu. Bu gün hiç kibrit satamamıştı bu yüzdende eve dönmüyordu. Fırtına iyice şiddetlendi kız fırtınadan korunmak için bir duvarın kenarına sakladı ancak o kadar çok üşümüştü ki parmaklarının ucunu hissetmiyordu. Elindeki bir kibriti duvara sürterek yaktı. Çıkan ışık adeta onu büyülemişti bir anda kendisini sımsıcak bir sobanın karşısında oturuyor buldu derken kibrit söndü. Hemen yeni bir kibrit yaktı bu sefer kocaman bir ziyafet sofrası vardı karşında ardından yeni bir kibrit bu seferde güzel bir yaz gününde yıldızları seyrediyordu. Bir yıldız kaymıştı biliyordu ki bir yıldız kaydığı zaman dünyadan bir insan ayrılırmış ninesi söylemişti ona. Ardından yeni bir kibrit yaktı bu sefer çok sevdiği ninesini gördü çok sevinmiş çok mutlu olmuştu. Bu anının hiç bitmesini istemiyor sürekli kibrit yakıyor elinde çok az kibriti kalmıştı. Ninesi küçük kızı kendisine doğru çağırdı ona doğru bir adım attıktan sonra rahatladığını hissetmeye başladı artık ne soğuk nede açlık vardı. Ninesi ile beraber uçup gittiler tam arkalarından bir yıldız kaydı.
'Bu sefer farklıydı, sadece bir kurbanmışım gibi hissettim. Şimdi bu haldeyim ve kalbi kırılmış bir kızın tüm belirtilerine sahibim. Ama ne olursa olsun, beni ağlarken görmeyeceksin.'
Dergah
En son komşumuzun horozuna taş atıp ölmesine sebep olduğumda, babam kolumdan tuttuğu gibi, beni Pir Hüseyin dergâhına götürdü.  Şeyh Efendi, rahlesinin başına oturmuş Kur’an okuyordu. Babam selam vererek içeri girince Pir Hüseyin, Aleyküm selam Niyazi Bey; hoş geldiniz, safalar getirdiniz, dedi. Babam ellerini göbeğinin üzerinde kavuşturmuş,
Reklam
510 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.