Kudüs
KUDÜS Çekince elini eteğini Kudüs’ten asrın başında Osmanlı Yedi başlı ejderha şeytanla yeniden canlandı Amaçları kıyamet kopmadan arzı mevutu gerçekleştirmek Bunun için elbet oluk oluk Müslüman kanı dökülecek Beşer gündelik zevklerle ekranla kör edilmiş Bir pusu kurmuş Siyonistler şeytan kesilmiş Evanjelistlerle verince Yahudi kafa
Film: Çöl Kraliçesi (Gertrude Bell)
hdfilmcehennemi.life/hd-queen-of-the... Dünya medya imparatoru Rupert Murdoch, Ankara'ya geldi, Tayyip Erdoğan'la baş başa görüştü, hatıra olarak da John Philby'nin kitabını hediye etti. Rupert Murdoch... 1915'te Avustralya başbakanına Çanakkale'den gizlice mektup yazan, cephedeki İngiliz
Reklam
En sevdiğim şiirin şimdiye kadar okuduğum en iyi çevirisi
BAYAN LAZARUS İşte yine yaptım Her on yılda bir Böyle bir tane beceririm Bir tür ayaklı mucize, tenim Bir Nazi lamba siperliği kadar parlak,
Afiş
Yoldasın. Elinde afişlerle yürüyorsun. Birazdan adımladığın sokaklar bu afişlerle dolacak. Rahatsız edecek, rahatsız edileceksin. Matbaadan almadan önce afişlere göz ucuyla baktın, kızıl en çok göze çarpan renk. Güzel. Dikkat çekecek, dikkatini vermeyeceksin. Dikkatini vermediğin için suçlu hissedeceksin. Yürürken sivilleri gözlerinle ayırt ediyorsun ama afişte yapmayacaksın bunu. Ayırdındasın. Bu sefer farklı diyorsun. Bu afiş farklı. Yanından geçip giden gölgeli suratlara, uçları aşağıya kıvrılmış dudaklara bakıyorsun. Sokaklar bitimsiz bir acı taslağı. İçindeki umudu ellerine alıp taşımak istiyorsun bu ışıksız gözlere. İçindeki kaynağın böylesine soyut oluşu seni rahatsız ediyor. Rulo halindeki afişlere bakıyorsun. Farklı bu sefer. Bu çağrı somut bir umut diyorsun. Yılgınlıklara, karanlıklara, ümitsizliklere inat diyorsun. Ayağın takıldı. Tam da aklında bir soru parlamışken. "Kimin için?" Sesli söyledin. Kısık, sorgucu bir ses. Birkaç göz dikildi üzerine. Önce yüzüne, sonra afişlere. Alışkınsın. Bir yüze bakıyorsun. Aklındaki sorunun özü değişmedi. "Demokrasi, kimin için?" Evirip çeviriyorsun. Anlam değişmedi. "Kimin için, hangi sınıf için demokrasi?" Sokağın köşesine geldin. Neredeyse varmak üzeresin. Birazdan yoldaşını görecek, birlikte çıkacaksınız afişlemeye. Onları düşündükçe aynı umudu paylaşmanın sevinci doluyor içine. Karşıdan geliyor. Elindeki bantı parmaklarının arasına geçirmiş. Hafif savruk bir yürüyüşü var. Hızlıca selamlaşıp yürümeye başlıyorsunuz. İkinizin de yüzünde alışkın, yerleşik bir umut var. Bu afiş farklı, diyorsun. Bu farklı.
Ebru
Ebru
Kırıntı
Adam elinde tepsiyle köşeyi dönünce, güvercinler çevredeki binaların çatılarından ve altında durup gözlerimi diktiğim, gün henüz tam doğmadığı için hala açık, çift kollu sokak lambasının kollarından, havalandı. Merhametten gelen bir muhabbetten ziyade günlük bir görev misali önce içindekileri biraz serpiştirip sonra da tepsiyi alanın ortasına ters
Cenk Yürüyüşü
Sen yürürken aheste Konak oldu kereste Suni altın kafeste Bu yatan vücut mudur? Hasma çatık kaşında Helal kokan aşında Omzundaki başında
Reklam
77 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.