✒📚 Gecenin en zifiri karanlığı kendini göstermeye başlamışken kibrit alevini anımsatan cılız bir ışık belirdi uzaktan… Taş binanın en üst katında istemsiz bir ürperti ile sallandı perde… Elinde süt dolu bardağıyla odanın ortasında dikili dururken bir sigaraya ne kadar ihtiyaç duyduğunu hissetti. Bir nefeslik kırık dökük bir sigara her şeyi yoluna
Uzun zamandır yazmadık bakalım körelmiş miyiz
Bazen istediğin ama olduramadığın şeyler olur. Sanki elinde bir yıldız almış tutmak istersin ama ne yaparsan yap kayar gider. Sonra derin bir hüzün çöker kocaman bir üzüntü kuyusuna düşersin sesin çınlaya çınlaya dibe doğru gidersin. Vardığında ise nasıl elin kolun yara olursa düşmekten, kalbin de öyle tozlu topraklı yara bere içinde kalıverir. Bir süre için acır durur. Bir süre kabullenmez olursun. Sonraki günler acı sürer ama bir kabulleniş gelir. Sadece günde birkaç kez tekrarlayan derin iç çekmişler kalır çünkü yüreğin karanlıkta kalmıştır. Işık yok olmuş yolunu bulamaz halde uyusan olmaz, düşünsen olmaz...içinde müthiş bir hayıflanma derin Bi Keder oturuverir sanki gemi karaya oturmuş gibi... Sonra uzun bir sessizlik, gerginlik, ne yapacağını bilememe. Sonra hayat acımasız bir şekilde devam eder. Güneş yeniden doğar, sokak her günkü gibi kalabalık olur. Böylece günler geçer. Bir gün Nihayet tutunacak bir dal bulmaya karar verirsin. Bu bazen bir Seyehat, bazen yeni bir hobi, bazen yeni bir şehirde yaşamak veya aşırı çalışmak olabilir. İşte o zaman düştüğü yerden kalkar insan. İyi olmak için elinden geleni yapar ve küllerinden yeniden doğar.
Reklam
Yalnızlığın sessiz çığlığı
Gecenin karanlığında, yıldızlar kaybolur, Yüreğimdeki boşluk, derin bir yara olur. Bir ses yankılanır, kimse duymaz beni, Sonsuz yalnızlığın, soğuk nefesi. Gölgelere sarılır, ellerim titrerken, Sessiz çığlıklarım, boğazımda düğümlenirken. Bir zamanlar gülümseyen, o yüzler nerede? Artık her şey uzak, sanki benden öte. Zaman akıp gider, iz bırakmadan, Her geçen an, biraz daha kaybolmadan. Bir nefes alır, ruhum karanlıkta, Yalnızlık, bir dost gibi, kalır yanımda. Umutsuzluğun kollarında, uyur benliğim, Rüyalar bile terk eder, ben bir hiçken. Bir ışık arar, gözlerim boşluğun içinde, Fakat sadece karanlık, sarar dört bir yanda. Kalbimdeki ağırlık, taşır mı gün doğumunu? Yoksa kaybolur mu benlik, bu sonsuz karanlıkta? Bir umut arar, kırık düşlerin arasında, Ama yalnızlık, yine bulur beni, sessizliğin ortasında.
Şiir
Son Yangın Benim değil o eski ateş semazenleri Şimdi viraneleri ağlatıyor tenleri Dalgın ırmaklarını kuruttum acıların Rengi değişti sevda ikliminin, suların Geçmişini arayan o divane köprüler Akşamın kollarında yıkıldı birer birer Yağmuru anlamayan bulutlar benim değil Günbatımına mahkûm umutlar benim değil Âşikâr olmuş meğer tende can, canda
Küçük bir kız var bıraktığım arkamda, küçük dediğime bakma; o uçmayı da iyi bilirdi koşmayı da. Hatta bazen biraz savaşmayı da. Koşardı gecenin karanlığına, küçük yüreğindeki korkuyla; ama geri kaçmazdı. Çünkü görürdü hayallerini ileride, onlara ulaşmak için yoktu bırakmayacağı şey geride. Aslında bu hikayeler hep küçük kızlar ile başlamakta,ışığa koşmaktan korkmayanlarla; karanlıkta kalmaya dayanmak zorunda kalanlarla. Ve sonunda o küçük kızlar yorulduğunda, çiçek dolu kalpleri solduğunda, kalkacaklar tekrar umutla ve yaşayacaklar o ışık dolu hayalleri çoşkuyla. -ʚїɞ
Artık bir şeyler değişmeli. Uzun zamandır karanlıkta düşe kalka yürüdüğüm bu tünelin sonu bir yere çıkmalı. Ya da en azından gökten, bulutların arasından bir ışık sızmalı. Sızmalı ki artık yolumu görebileyim. Artık bir yerlere gidebileyim. "20.12.20"
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.