Gagavuz diye bir ırk mı var onlar Keykavus'un ordusundan ayrılanlar...
İsmet Özel
İsmet Özel
Selçuklu kültür ve medeniyetinin Anadolu topraklarına kazandırmış olduğu en önemli yapıtlarından biri olan Darüşşifalar, İslam dünyasındaki klasik hastaneler için kullanılan “Dârüssıhha, dârülâfiye, şifâhane” gibi isimlerle de bilinmektedir. İlk Selçuklu darüşşifası ve tıp medresesi Sultan Alparslan döneminde vezir Nizamülmülk tarafından Nişabur’da yaptırılmışsa da çoğunun Anadolu topraklarında inşa edildiği görülmektedir. Kayseri’deki Gevher Nesibe Darüşşifası ve Gıyasettin Keyhüsrev Tıp Medresesi, Sivas’taki Keykavus Darüşşifası Selçuklu eserlerinden yalnızca birkaç tanesidir. Darüşşifaların en bariz mimari özelliği, medrese, imarethane, kervansaray gibi külliyelerin bir parçası olarak planlanmasıdır. Bu külliyeler dönemlerinde şehir içinde birer küçük şehir oluşturarak halkın her türlü sosyo-kültürel ve sağlıkla ilgili ihtiyaçlarını karşılayan yerler olmuşlardır. Osmanlılar devrinde de özellikle İstanbul’da çok sayıda hastane yapılmış, en önemli eserler ise Mimar Sinan tarafından yaptırılan Haseki Hastanesi ve Süleymaniye Külliyesi ve Şifahanesi olmuştur.
Reklam
DARÜŞŞİFA
Selçuklu kültür ve medeniyetinin Anadolu topraklarına kazandırmış olduğu en önemli yapıtlarından biri olan Darüşşifalar, İslam dünyasındaki klasik hastaneler için kullanılan “Dârüssıhha, dârülâfiye, şifâhane” gibi isimlerle de bilinmektedir. İlk Selçuklu darüşşifası ve tıp medresesi Sultan Alparslan döneminde vezir Nizamülmülk tarafından Nişabur’da yaptırılmışsa da çoğunun Anadolu topraklarında inşa edildiği görülmektedir. Kayseri’deki Gevher Nesibe Darüşşifası ve Gıyasettin Keyhüsrev Tıp Medresesi, Sivas’taki Keykavus Darüşşifası Selçuklu eserlerinden yalnızca birkaç tanesidir. Darüşşifaların en bariz mimari özelliği, medrese, imarethane, kervansaray gibi külliyelerin bir parçası olarak planlanmasıdır. Bu külliyeler dönemlerinde şehir içinde birer küçük şehir oluşturarak halkın her türlü sosyo-kültürel ve sağlıkla ilgili ihtiyaçlarını karşılayan yerler olmuşlardır. Osmanlılar devrinde de özellikle İstanbul’da çok sayıda hastane yapılmış, en önemli eserler ise Mimar Sinan tarafından yaptırılan Haseki Hastanesi ve Süleymaniye Külliyesi ve Şifahanesi olmuştur.
Çini Sanatı
Geçmişi 9. yüzyılda Uygurlara kadar uzanan çini süsleme sanatı, ilk örneklerini 11. ve 12. yüzyıl Karahanlı ve Büyük Selçuklu mimarisinde vermiş geleneksel Türk İslam sanatlarından bir tanesidir. Çeşitli biçimlerdeki levhaların renklendirilip sırlanarak fırınlanması sonucu, eriyen sırın çini hamurdan yapılmış levha üzerinde meydana getirdiği koruyucu saydam tabaka, çini sanatının esası olmuş ve kullanıldığı mimari süslemeye, solmayan bir renklilik sağlamıştır. Bu sırlı levhaların büyük bir teknik ve çeşitlenme ile Anadolu topraklarında zenginlik kazandığı söylenebilir zira günümüze kadar gelebilmiş Anadolu Selçuklu ve Osmanlı eserlerinde çini sanatının en güzel örneklerini görebilmek mümkündür. Anadolu’da çini süslemenin uygulandığı ilk dönem yapılardan biri Sivas’ta bulunan Keykavus Darüşşifasındaki türbedir. Bunun yanı sıra Konya’da Alaeddin Camii’nin mihrap ve kubbeye geçiş kısımları, Karatay Medresesi, Tokat’taki Gök Medrese, Ankara’da Arslanhane Camii, Edirne’de Selimiye Camii, İstanbul’da Sultan Ahmet Camii çini sanatından zengin örneklerin görülebileceği mekânlardır.
Bir damla şarabı yeğ tutarım;Keykavus'un gücüne,Keykübad'ın ününe ve Horasan'ın tüm zenginliğine. ÖmerHayyam
Eğer yüreğine merhemle iyileştirilmesi mümkün olmayan bir yara açılmasını istemiyorsan, cahillerle söyleşme. Kabusname, Keykavus
Reklam
45 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.