A torinói ló (2011)
imdb.com/title/tt1316540 Felsefe, doğal olarak Nietzsche ve Bela Tarr filmlerine aşina olmayanlar için sıkıcı gelebilir. Daha önce Bela Tarr filmografisine yabancıysanız eğer , ivedice bir göz atın derim. Tam anlamıyla , kusursuz bir yönetmen. ''Film, Nietzsche’nin suskunluğa geçiş dönemi olarak bilinen içe kapanışının ardındaki hikaye ile başlıyor. Ünlü hikayeye göre; Friedrich Nietzsche, 1889’da Torino’da yürürken bir fayton sürücüsü ile karşılaşır. Faytoncunun, tüm baskılarına rağmen hareket etmeyi reddeden atını öfkeyle kırbaçlaması sonucunda, Nietzsche bir anda faytona atlar ve hüzünle atın boynuna sarılarak ağlamaya başlar. Bu olayın sonrasında evine kapanır ve ardından ölümüne dek devam eden suskunluğu başlar.''
Dört mevsime bürünen dünyada tüm canlılar biz insanların tasarrufuna verilmiş. Tüm kainat günlük, aylık, yıllık; asırlardır bizler için dansedip durmakta. Güneş her yeni gün sıkılmadan, tebessümle tepelerin ardından parmak uçlarında yükselirken, rüzgarlar balerin edasıyla ordan oraya süzülmekte, kuşlar tüm gün güzel şarkılar yüklü paraşütlü radyo
Reklam
Victor Hugo
Victor Hugo
MAHOMET (HZ. MUHAMMED) Vazifesinin yakın olduğu içine doğmuştu Metindi, kimseyi kınamıyor, incitmiyordu
Victor Hugo'nun Hz Muhammed'e yazdığı şiiri
(HİCRİ DOKUZUNCU SENE) MAHOMET HZ.MUHAMMED Vazifesinin yakın olduğu içine doğmuştu Metindi, kimseyi kınamıyor, incitmiyordu Yolda gördüğü kimselerle selamlaşıyordu Her gün sanki biraz daha yaşlanıyordu Oysa sadece yirmi ak vardı siyah sakalında Durup su içen develeri izliyordu arada sırada Böylece, deve güttüğü zamanları hatırlıyordu. Sanki
Victor Hugo Hz. Muhammed (sav)'e yazdığı şiir
Vazifesinin yakın olduğu içine doğmuştu Metindi, kimseyi kınamıyor, incitmiyordu Yolda gördüğü kimselerle selamlaşıyordu Her gün sanki biraz daha yaşlanıyordu Oysa sadece yirmi ak vardı siyah sakalında Durup su içen develeri izliyordu arada sırada Böylece, deve güttüğü zamanları hatırlıyordu. Sanki Cenneti görmüş, İlahi Aşkı bulmuştu Sanki
Anne ve babalar!! Sevin çocuklarınızı ve bu sevgiyi göstermekten korkmayın!
Babam beni sevseydi, her şey bambaşka olabilirdi. Gözlerim daha umutlu bakabilirdi dünyaya. İnsanları daha çok sevebilirdim. Bir erkeği daha şefkatle okşayabilirdim. Yüzüme yerleşen sert ve donuk ifade, yerini daha sevecen bir ifadeye bırakırdı. Denizler daha mavi görünür, gökyüzüne daha sıklıkla bakardım. Ayaklarımın yere ne kadar sağlam bastığıyla ilgilendiğim zamanları, çiçek büyütmekle harcardım. Tek başınalığımın krallığına birini alırken bu kadar fazla düşünmezdim. Kaç yaşına gelirsem geleyim, hep eksik hissetmezdim. Ne kadar sevilirsem sevileyim, göğüs boşluğumdaki açlık hissiyle hep daha fazlasını istemezdim. Babam beni sevseydi eğer, sırtımı ona yaslayıp dinlenebilirdim. Ölüme koşan atlar gibi durmadan koşarak harcamazdım hayatımı. Babam beni sevseydi, belki masal okurdu bana. Belki masallara inanarak büyür ve kendi masalımı yaratacak gücü bulurdum kendimde. İşte o zaman, hayatın gerçekleri belki bu kadar acıtmazdı. Babam beni sevseydi, insanları silerken birkaç defa düşünürdüm. Kimseye eyvallahı olmayan bir edayla, göstermelik bir dik duruşla hayata kafa tutmazdım. Güçlü rolü yaparken, yanlışlıkla güçlü olmazdım. Babam beni sevseydi, kendimi sevmek için hayatımın yarısını harcamazdım. Babam beni sevseydi, her şeye rağmen onun elini tutar ve onunla iblislerin arasına bile dalardım. Çünkü babasının sevdiği bir kız çocuğu, babasının elini en tenha karanlıklarda bile bırakmaz.#KUSURSUZ HATALAR#UTKU CEREN DENİZ#
Reklam
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.