DOĞAL SEÇİLİMİN İNSANA ETKİSİ
Afrika'da çalıların içinde yaşayan Buşma=Çalı adamları (pigmeler), bir zamanlar serbest ortamda yaşayan ve daha uzun insanların soyundan gelmelerine karşın, yırtıcılardan korunmak için, boyu kısa ve vücudu küçük olanlar çalıların içine daha kolay sızabildikleri için seçildi, uzun ve büyük vücutlular çalıların içinde hızlı hareket edemediği için yırtıcılar tarafından avlanarak ortadan kaldırıldı ve böylece küçük yapılı (boyları 80-120 cam) insanlar evrimleşti. Yırtıcılardan korunmak ya da kaçmak için alanlara yönelenlerde kısa boylular hızlı koşamadıkları için yırtıcılara yem oldu, bacakları ve boyları uzun olanlar seçildi ve Afrika'nın uzun boylu (180-220cm) insanları evrimleşti. Güneş ışığından korunmak için ekvator bölgesinde koyu renk derili, siyah gözlü, Güneş ışığından yararlanmak için kuzeye gidildikçe açık tenli mavi gözlü insanlar evrimleşti.
Bir değil bin bebek ölüyor Her gün bir yerlerde Kimi anasının kucağında... Kimi savaşın ortasında. Bazılarıda ölür denizin ortasında Adı var ömrü yok bebelerin Ömrü var adı yok insanların Milyonlarca bebek ,ölü bebek Onlar hep bebek kalacak... Ölümü anne kucağında tadacak. Bir yudum huzur için beşiği yerine bir sandalda uyuyacak. Sağır
Reklam
“Bisiklet Macerası”
Bir yaz günü, çocukluğumun sokaklarından birinde bisiklet sürüyordum. Rüzgar saçlarımı savuruyor, özgürlüğün tadını çıkarıyordum. O zamanlar bisikletim benim en değerli arkadaşımdı. Bir gün, mahallemizin sonundaki tepelere doğru pedallamaya karar verdim. Yokuş yukarı çıkmak zor olacaktı, ama ben kararlıydım. Tepenin zirvesine ulaştığımda, manzara nefes kesiciydi. Aşağıda yeşil tarlalar, uzakta mavi bir göl ve gökyüzünde beyaz bulutlar vardı. O anı hiç unutamam. Ancak iniş daha da heyecan vericiydi. Hızla aşağı kayarken rüzgarın yüzüme vurması, kalbimin hızla çarpması… Adeta uçuyordum! Bisikletimle bir bütün olmuş gibiydim. O günün sonunda, yorgun ama mutlu bir şekilde eve döndüm. Bisikletimle yaşadığım bu macera, hayatım boyunca unutamayacağım bir anı olarak kalacak.
Artık beni parktaki ağaç bile anlamıyor Siyah kedinizin kuyruğunda sallanan zaman Bir zamanlar sevinçle giyindiğim Ak bir güvercin kanadı gibi gururla giyindiğim Temiz ve mavi giysim değil artık. Yalnız imkansızlığı mı anlatır bir bulut Yağmaya hazır bekliyorsa gökyüzünde.
Erdem Bayazıt
Erdem Bayazıt
🍃
Artık beni parktaki ağaç bile anlamıyor Siyah kedinizin kuyruğunda sallanan zaman Bir zamanlar sevinçle giyindiğim Ak bir güvercin kanadı gibi gururla giyindiğim Temiz ve mavi giysim değil artık.
Erdem Bayazıt
Erdem Bayazıt
Kahve yaparken radyoda geçmişimden,çocukluğumdan bana gülümseyen bir anı yaşadım az önce. Çocukken hafta içi her gün dinlendiğim arkası yarın programları geldi hatırıma.Ne güzel çocukluk yaşamışım be diye düşündüm.O zamanlar sosyal medyaya dair hayatımda radyodan başka bir şey yokken nasıl hayal ederdik sesin arkasındaki yüzü.Pazar sabahları “Pembe Mavi” adlı programı..Çok derinlerden gülümsedi çocukluğum..Keşke o günleri ziyaret edebilseydim…İyi ki böyle bir çocukluk yaşadım…
Reklam
Kaybolduğumuzu hissettiğimiz zamanlar olur. Herkes de anlayamaz bunu, bu çağda insanlar kaybolduğunun farkında bile değil. Duino Ağıtları'nı hatırlayın: "Hiçbir yerde, sevgili, dünya hiçbir yerde, sadece içimizde." Kaybolduğumuzu hissettiğimizde döneceğimiz tek yer kendimiziz sevgili okur. Bu zamanda insanı ancak kendi kurtarır. Var
Savaş bitmiş ve karar alınmıştır: Mübadele şart artık. Ve o saatten sonra çok az şey kalır geriye, kaderine razı olmak gibi. Yıllarca vatan bildikleri topraklardan ayrılmak zorunda kalan aileler geride bırakırlar sevdiklerini, dostlarını, anılarını, aşklarını ve daha nicesini. Bir gün vatanları bildikleri topraklara döneriz umuduyla çıktıkları yolculuktan aslında geri dönmeyeceklerini bilerek attıkları adımlarla bilmedikleri yeni bir hayata doğru sürüklenirler. Kim bilir ne sevinçler paylaşıldı şu kapıdan ve pencerelerden. Ne vedalar edildi, ne kayıplar verildi. “Başıma ne geldiyle ne gelecek arasında” kalmış sıkışmışlığın içinde yaşarken insan kaçırdı zamanı hep. Selam sana şu mavi panjurlu pencereden bir zamanlar annesini, babasını, kardeşini uğurlayan küçük çocuk, yüreğine dokundum, yüreğimde hissettim coşkunu ve acını. 🖤
Üç bin liralık şiir
Seni neden sevdiğimi bilmiyorum Ancak hayatım boyunca bu anı beklemiş gibiyim. İtirafımdır, önceleri epey eksiktim O zamanlar adını bile bilmiyordum Tanrım ben ne cahilmişim Ayıbı olmaz, artık öğrendim Güçlüyüm, kendim gibiyim, seninleyim Lakin kaybetmek hep aklımın köşesinde kalacak Bu yüzden sana iki kat sarılacağım. Sen benim en mavi yanımsın Sen benim ümit ettiğim tarafsın Sen dünyanın bana hitap eden kısmısın Yıllar gelip geçecek elbette Ancak sen yüreğime yaşıt olarak kalacaksın. -
Murat Ali Ersan
Murat Ali Ersan
-
Mahallenin En Güzel Kızı
Mahallenin En Güzel Kızı
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.