Aşka inanır mısınız?
Eğer aşkım derinliğini yaşamış iseniz aşka inanırsınız. Bu derinlik birini severek değil. Önce biri olmadan. Okuduğun kitaplardan, aşk destanlarından, yaşadığın yerdeki aşk hikayelerinden hele aşk yaşadığın doğada gerçekleşmişse mesela, Mem U Zin , Xece u Siyabend, Dewreş u Edule, Leyla ve Mecnun gibi. Ya da çok sevdiğin bir şairin bir yazarın
Gülüşünden vurdular kardeşimi!
Ah kadın, Cizre miydi senin adın Cudi'ye bakıp durma fistanın alev alır Bilmez misin ki kan değdi çakalların dişine Her bodrum tekinsiz saatler gibi işliyor Ve genzinde bir yanma tuhaf bir kekrelik Gece bir dumandı tütüp durdu Gabar'da Sokakta mezarlık sinekleri, çıldıran tarih Bilmez misin ki kan değdi çakalların dişine Ah
Reklam
Bazı hikâyeler bir birine çok benzer, ama bizim coğrafya da bambaşkadır Aşk hikayeleri .kavuşmalar ayrılıklar, Bunun en büyük örneği de Mem u Zin 'dir halen günümüzde bu iki ismi bilmeyen bir sürü insan olmasına rağmen. Dilden dile dolaşan ve kitap haline gelmiş en büyük aşk hikayesidir diye bilirim . Ne diyorduk bizim coğrafya da aşk bel altında değil de göz göze gelince utanan o iki insan arasındaki muazzam bakıştır. Belki aylarca bir araya gelmeyip o mahalleden geçince görür sevdiği o kişiyi. Tabi buna gizli saklı buluşmalar da dahil . Görürse birileri sonucu belidir, böyle baskı altında büyümüş kadınlarımız var bizim . Şimdi belki beni eleştirisiniz, ama sırf o baskı altında olan kadınlarımız ailesine bir şeyler söyleyemediği için, içinden çıkmayacağı yanlışlar yapmıştır. Ve bunu tek başına kaldıramadığı için de intihar etmiş canına kıymıştır. Evet bizim toplumumuzda kadın her zaman ikinci plandadır. Bu bir gerçek o yüzdendir ki . Tam anlamıyla tanımadığı birinden bir sevgi sözcüğü duyunca ona kanarak güvenir yara alır yaralanır. Yara almış bir kadın kendinden vazgeçer . Sevdiği adamın onunla evlenemeyeği durumu olmadığı için bir ömür sevmeyeceği bir adamın koynunda kendinden nefret ederek yaşar sırf ailesi mutlu olsun sırf mahalle baskısı altında olmamak için sırf buna mecbur kaldığı için kaderine razı gelir. Coğrafya kaderidir, bu coğrafyada kadın olmak kederdir.
Zembilfîroş hikayesi!
Zembîlfiroş’ta ki aşk, karşılıksız bir aşktır. Ölümü çare gören aşkın hikayesidir. Efsanenin Mezopotamyanın tarih ve kültür bakımından oldukça zengin ve bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmış, Mervanilerin başkenti Farqîn’de geçtiği yaygın olarak söylenir. Yörede hüküm süren bir kralın çok yakışıklı oğluymuş. Görenin bir daha dönüp baktığı,
Benden Öte Aşka Doğru
Koca bir divan sahip çıkmış Leylâ ve Mecnun’a Nazım’sa yüceltilmiş Ferhat’la Şirin’i Ve Aslıdan ayırıp o ünlü şiirinde Bir başka sevdayla yakmıştır Kerem’i Diğer ikililer destanlarla gelmişler bugüne İşte Arzu ile Kamber, Tahir ile Zühre… Cemal diyor ki aşktan aşka fark vardır Kimi zaman han olur, yol olur kimi zaman Yolcu da kendisidir, çünkü
Mem- Zin
Mem-zin destanı halk arasında iki gencin arasındaki aşk destanı olarak geçse de hikâyeyi farklı kaynaklardan dinleyince öyle olmadığı anlaşılıyor. Exmede Xani destanı kağıda dökerken 3 karektere eşit koşullarda davranmayıp Mem'i ön planda tutmuştur,Mem-i aşkından ölüp biten biri olarak tasvir etsede olay örgüsü Mem-in böyle bir kişi
Reklam
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.