Manisa günlükleri
Muradiye'de gönlüme Koca Sinan düştü. Birden kendimi 2010'da kardeşimi Tekirdağ Malkara'da askerdeyken ziyaret edişimi düşünürken buldum. Ziyaret sonrası Edirne'ye gitmek istemiş yanlış otobüse bindigim için neredeyse Trakya'nın birçok köyünü dolaşarak yatsı namazına yakın bir vakit Edirne'ye ulaşmıştım. Selimiye'nin bahçesine girerken, Osmanlı'ya neden, "Taşa ruh giydiren medeniyet" dendiğini daha iyi idrak etmiştim. Sonra aklıma birden Mimar Sinan'ın o Süleymaniye Camiinin köşesine adeta ilisircesine yerleştirdiği mütevazi kabri düştü aklıma... Ve çıkışta onun kabrini ziyaret edemeden.de Saruhan Bey'e selam edip ikisine de birer Fatiha hediye etmek nasip oldu. Gönlüm İstanbul arzularken, Manisa'ya her geçen gün bağlanıyorum sanırım vesselam...
Üsküdar'da Mihrimah Camii
Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan on yedisine bastığında, iki kişi onunla evlenmek ister. Mihrimah, yani Mihrü Mah, Farsca’da “Güneş ve Ay” anlamına gelir. Kızla evlenmek isteyenlerin biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa, diğeri ise Mimar Sinan’dır. Padişah kızını Rüstem Paşa’ya verir. Koca Sinan evlidir, ellisindedir ve de Mihrimah
Reklam
Egri Minare Süleymaniye Camiinin inşası tamamlanmış, ibadete açılacağı gün ilan edilmişti O gün gelince istanbul'un her yanından insanlar bu eşsiz eserin açılışında bulunmak için şehrin bu noktasına akın etmişti Herkes hayranlıkla bu Türk mucizesini seyrediyordu Fakat bunlar arasında bulu nan bir çocuk, "Aaa şu minareye bakın nasıl
Şimdi anlıyor ve kabul ediyor musun?
Ah şimdi anlıyorum. Aşkın ateşinde yanmak yazıldıysa kaderine ötesine geçemiyorsun. Cihan sultanının kızı da olsan, kos koca mimar Sinan da olsan aşkın kederi alnına yazıldıysa kaçamıyorsun. Ve nasibinden başkasına varamıyorsun. Haydi toparlan artık yüreğim. Sana gerçek bir aşk besleselerdi, seni aşka küstürmek yerine sineni aşkla barıştırmazlar mıydı? Aşka olan inancını kutsal bir emanet gibi koynunda taşır, her fırsatta delilleriyle inancını yeniden dirilteceklerdi. Aşk insan yüreğinden gideli hayli olmuş. Sen kendi düşlerinde kurduğun aşka insanmışsın. Ve her seferinde bu inançla kutsayıp, yıkılmışsın. Şimdi toparlan, yüreğini kapat aşka ve nasibini sevmeye bak.
“Geçti bu demde cihandan pîr-i mi‘mârân Sinân.” 50 yıla yakın Osmanlı İmparatorluğu'nda başmimarlık yapan ve eserleriyle dünyanın dört bir yanına adını duyuran Mimar Sinan`ın Kayseri Ağırnas`taki evi. Ağırnas'ta ki yeraltı şehrinin bir parçası olduğu düşünülen ve 1400'lü yıllarda yapılan ev, Mimar Sinan Evi adıyla müzeye
Mimar Sinan'ın ustalık eserim dediği, kendisinin ifadesiyle "Hıristiyan mimar geçinenlerin: 'Müslümanlara galebemiz var; Ayasofya'nın kubbesi gibi bir kubbe devleti İslamiyye'de inşa olunmamıştır' dediklerini duymuştum" diyerek kubbesini Ayasofya'dan altı zira daha yüksek yaptığı Selimiye camii görenleri kendine adeta hayran
Reklam
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.