İnsanca Yaşamanın İlkeleri
Değerli 1000Kitap Ailesi Üyeleri, bu zamana kadar uygulaması ve internet sitesi aracılığıyla; akademik, idari ve entelektüel gereksinimlerim dolayısıyla ve kişisel çalışmalarımdan edindiğim birikimler vasıtasıyla çeşitli paylaşımlarda bulunduğum bu güzel platformda edindiğim naçizane tecrübemle paylaşmak istediğim bir kaç hassasiyetim
Mâlumunuz LGS günüydü. Uzun yazacağım, uzun yazılması gereken bir konu. 😁
Sorgulamaya toplumumuzu özne bilerek, Türkçe dersi özelinde tüm beceri alanlarını teker teker inceleyerek başlayalım. En basit hâliyle öğretmeni çocuğunuza herhangi bir isteğini sorduğunda, ondan önce söze girerek: “Şu soruları çözememiş hocam, bakar mısınız?” dediniz ve
Bizler Allah’ın indirdiği İslam’ı değil, genel çoğunluğumuz bizlere dayatılan beşeri mezheplerin oluşturduğu İslam’ı yaşıyoruz. Onun için bizler GÜNEŞİ DEĞİL, GÖLGELERİ İZLİYORUZ VE PARÇALANIP BÖLÜNÜYORUZ. Ne yazık ki İslam’ı anlattığını söyleyenlerin birçoğu Kur’an’ın Profesörü değil, RİVAYETLERİN SANI BİLGİLERİN, İNSANLARIN YARATTIĞI MEZHEPLERİN PROFESÖRÜ. KUR’AN PROFESÖRÜ YALNIZ KUR’AN’DAN KONUŞUR. ÇÜNKÜ ALLAH YALNIZ KUR’AN’IN İPİNE SARILIN EMRİNİ VERİYOR.
Yazar gibi yazar
Bir yazar, yazar gibi yazar olmalı. Yazar gibi yazar olmak ise kolay değildir, o yüzden her yazana yazar denmez. Bir yazar doğrunun, haklının yanında olmalı. Aslında bu durum herkes için geçerli ama yazarlar biraz daha dikkat etmeli. Çünkü günümüzde yazanların sayısı çok olsa da yazarların sayısı az ve bu yazarlar kalemleriyle kalbe dokunuyorlar. Kalplere ne fısıldadıkları önemli. Şu an ki durum Tanzimat Edebiyatı gibi diyebiliriz.
Tanzimat Edebiyatı'nda durum neydi? İki dönem vardı. I. Dönem'dekiler toplum için sanat derken, II. Dönem sanatçılar sanat için sanat diyor.
Bugünümüz de ise durum böyle gibi. Tanzimat'ın II. Dönem'ini yaşıyoruz. Çok yazık! Küçük bir fark var ama. Sanat için sanat değil de kariyer için sanat deniliyor. Adını anmak istemediğim o yazar, yazarlık gibi önemli bir şeyi kötü amaçlar uğruna kullanıyor. Olaylar sonucu adını duydum ve hiç kitabını okumadım ama tahmin ederim ki, bu tarz düşüncelerini yazılarında açık ya da gizli bir şekilde ifade etti. YAZAR GİBİ YAZAR OLALIM. HAKKINI VERELİM YAZARLIĞIN.
Boykotun gösterdiklerinden
Aylardır boykot denen bir olguyla beraber yaşıyoruz (bir kısmımız). Boykot üzerine çokça konuşuldu zaten önemi, stratejisi vs. Ne kadar tesir etti bilmiyorum açıkçası, bazen şirketlerin borsa değerlerinin düştüğünden falan bahsedildi, değişik veriler önümüze serildi umarım doğrudur o gördüklerimiz. Mevzu somut zeminde ticaret olduğu için yüzlerce farklı alanda uygulanmaya çalışıldı haliyle. Teknolojisinden makarna çeşitlerine kadar. Ancak çevremdeki insanların birçoğunun -bunlar içerisinde namazında olanlar dahi var- öyle bizler gibi sıkı sıkıya sarılmadığını da gözlemliyorum. Herkesin kendi ameli diyecek bir şey yok. Benim dikkatimi çeken nokta hiçbir alanda boykotun kitap alanı kadar etkili olmadığında. Boykot sayesinde kitap sitelerine özür dilettirildi, bağış yaptırıldı, yayınevleri yazarlara peşkeş çekti. Diğer hiçbir alanda bu denli ciddiyetle somut adım atıldığını hatırlamıyorum. Bu olanlar bize ülkede okuyan kesimin ciddi bir bölümünün bizim cenahtan ya da bizimle benzer dertleri paylaşan insanlardan oluştuğunun indirekt bir göstergesi aslında. Sallıyorum doritos yeme oranı 1/10 ise kitap okuma 5/10 gibi düşünebilirsiniz. En doğrusunu Allah bilir tabi