Kendine tarihçi.... :)))
Bu gönderiyi alıntılama sebebim.... çok komiksinizzz laaaaa gerçekten.... al sana kaynak Günümüzde İslam dininin ilk olarak Türklere ne şekilde ve hangi şartlarda geldiği pek bilinmez, bilinmesi de istenmez. Ancak, bu topraklarda yaşayan bir çoğumuzun bilmediği, ya da bilmek istemediği bu tarih, aslında ders diye anlatılan o taraflı tarihi
M Sinan Öznişastacı

M Sinan Öznişastacı

@ms1nan
·
3g
Türkler için "sıradan" olan şey herhangi bir dine geçmektir. İslamlaşmanın bu bapta olağan dışı bir tarihselliği bulunmaz, sadece sonuçları diğerlerinden çok farklı olduğu için şu anda böyle bir çalışmada konuyu tartışıyoruz.
Sayfa 131Kitabı okudu
Sahip olmak ya da Olmak
Mala, mülke, şöhrete, insana, bilgiye "sahip olmak" demek, onları ele geçirmek, kendine mål etmek. onlara egemen olmak ve dilediğince kullanmak anlamına gelir. Ama bu maddesel sahip oluşların sonu yoktur. İnsan hiç bir za- man yeterince şeye sahip olamayacaktır. Çünkü maddesel olan, elle tutulan aldatıcı ve geçicidir. Bu nedenle
Reklam
Işıklı dünyanın karanlık yüzü Türkce
Işıklı dünyanın karanlık yüzü Dünyaya gelende vardı sebebi? Yaşaya bilmedi amaç üretdi. Düşünür ne yapsam daha gerekli? Seçtiğim beni de yapsın önemli. Beni tanısın dünyadakı insan.
.... 1908 Devrimi: Özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve adalet 23 Aralık 1876, Haliç Tersanesi’ndeki Bahriye Nezareti’nde İngiltere, Fransa, İtalya, Avusturya-Macaristan, Almanya, Rusya ve Osmanlı heyetleri toplantı hâlindedir. Konu, Osmanlı’nın Balkan toprakları ve büyük devletlerin bu topraklar üzerindeki çıkarlarıydı. Batılı devletler ile Rusya
POLONYA EDEBİYATI - Şiirin Mozart’ı : Wisława Szymborska
“Şiirin Mozart’ı : Wisława Szymborska “Geçici olan bir anın bile, zengin bir geçmişi vardır.” (2 Temmuz 1923, Poznań – 1 Şubat 2012 Krakow) 1996’da Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan, Zbigniew Herbert ve Tadeusz Różewicz ile birlikte çağdaş Polonya şiirinin önde gelen temsilcisi olarak kabul edilen Polonya’nın yetiştirdiği en büyük şairlerden biridir
Ben hiç sigara kullanmadım. Çocukluğumda heves etmedim, gençliğimde de heves etmedim. Bir kere bile heves etmişliğim olmamıştır. Çünkü "sigara içmek" bana çok komik gelmiştir. Bir duman var ve yarısını ciğerlerine çekiyorsun, diğer yarısını havaya üfürüyorsun. Neyse... O içenlerin sorunu... Bana ne! Ama sigara içiyor olsaydım, muhakkak ve muhakkak tabakacı olurdum. Yani gümüşten güzel bir tabakam olurdu. Sarma sigara içerdim yani... Tabakamı masanın üzerine atar, bir güzel sarar, onu içerdim. Demem odur ki, sigara tiryakilerine hiçbir zaman "bırakın" dememişimdir. Alışmış adam ne beni dinler, ne de bir başkasını... Madem tiryakisin, madem içiyorsun; bari şu yabancı markalardan içme! Tütün iç... Ya da şimdi her köşe başında, torbalarda, hazır sarılmış tane sigara satılıyor, onlardan al, onlardan iç! Eskidin "Birinci" sigarası olurdu, daha iyicesi "Bafra" idi... Bunlar "uçsuz" tabir edilen sigaralardı... Ama "uçlu" yani "filtreli" Samsun ya da Maltepe sigaraları vardı. Bafra 90 kuruştu, bu uçlu sigaralar da 2,5 TL... Şimdi ne Birinci var, ne Bafra, ne Samsun, ne de Maltepe... Her tarafı Amerikan sigaraları doldurmuş... Ve de her biri deli para! Ne diyeyim; zenginlik alametleri... Şimdi bunlara alışmış bir millete de "sarma sigara iç" demek, çok komik gelir değil mi? Aynen benim sigara içmeye "komiklik" gözüyle baktığım gibi yani... Ama cebinde Palmall, Marlboro olan birilerinin de "İsrail ürünlerini boykot edelim" naraları da, bana çok daha "komik" geliyor.
Sadeddin Özgür
Sadeddin Özgür
Reklam
68 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.