Bon Dimanche :)
Herkes konuşuyor da, neden konuşuyor? Ki ayrıca sosyal medya paylaşımları da bu kapsamda görülmeli midir!
"✒️Çözdüğümüz sorunları konuşma ihtiyacı duymayız. Yeri gelirse konu açılırsa söyleriz birkaç cümle o kadar.
✒️Çözmeye niyetli olduğumuz sorunlarımızı bir bilenle konuşuruz. Az konuşur, çok dinleriz; gerçekten yol arıyoruzdur.
✒️Bir de çözmek istemediğimiz sorunlar vardır.
Çözmeye hazır olmadıklarımız;
çok konuşur,
hiç dinlemeyiz.
Anlattıkça anlatırız; anlaşılmaya ihtiyacımız vardır sadece.
✨Bize verilen her öneriyi “ama” ile başlayan cümlelerle çürütürüz. Olabilir, normaldir.
✒️Çözmeye hazır olmadığımız sorunları bir kere konuşmak dertleşmek sayılsa da sürekli konuşmak, karşıdakini istismar etmek sayılabilir.”
Dr.Tülay KÖK sözlerinin benim tarafımdan yorumlanmış hali.
Denge esastır...
🎶Una Musica Burital - Gotan Project lnkd.in/ddNJUHMK
ABD Deniz Kuvvetleri: Göçün Politik Silah Olarak Kullanılması
Ahmet Hamdi Tanpınar, "Türkiye öyle bir ülkedir ki insanlarına kendisinden başka hiçbir şeyle ilgilenme fırsatı tanımaz" demişti. İçinde bulunduğum durumu en kibar böyle ifade edebilirim sanırım. Diğer ifade yöntemlerimi etik kaygılar sebebiyle kullanamıyorum.
Göçmenlerin politik bir silah olarak hedef devletler veya topluluklar
Eskideki gibi eğlenceli kalbi ısıtan tv dizilerden mahrum, ilişkiler sosyal medya penceresinin içinde, sahte ve samimiyetsiz her türlü ilişki, psikoloji harap, aile içi anlaşmazlık ve ruh sağlığım iyice bozulurken benim hiç gerçek olmayan kitap karakterlerine nasıl tutunduğumu asla bilemeyeceksin.
Bonjouuuuuuuur
Konu kadın olduğunda herkes bilir neyi, neden yaptığını ama edebiyatta "Tecahüli Arif" diye tanımlaması yapılmış bir edebi sanat vardır. 'Bilip bilmezlikten gelme'dir meali. Bence bu sanat sosyal hayat dahil her konuda kadınla ilintili her konuda kullanılır.
Kadını biliriz ki ailenin duygusal ihtiyaçlarını takip eder, yönetir destek verir. Ama gel gelelim kadının duygusal ihtiyaçları görmezden gelinir. Güzel söz söylenir ancak beklenti varsa. İltifat etmez çoğu erkek kadından alacağı bir şey yoksa. Kadınlar birbirine zaten pek zarif davranmaz.
Tam da burada demek isterim ki. Kadınlar birbirine zarif davranmalıdır, güzel bakmalıdır birbirine destek olmalı hatta iltifat etmelidir. Çünkü gülümseyen kadın varda orada huzur vardır, orada hayat vardır.
Kadına farklı bakmak zorundayız, çünkü işleri gerçekten kolay değil. Ve işi kolaylaştırılmayan ihtiyaçları görmezden gelinen kadın hayatı Cehenneme çevirme kudretine sahiptir.
Yüzünüzden gülümseme eksik olmasın ❤️
İşinizin felsefesini bilmezseniz yalnızca teknisyen olarak kalırsınız.
"Felsefenin psikolojiyi, sosyolojiyi, yani sosyal bilimleri doğurmuş olması bugün pek küçümseniyor. Hatta birçok kimsenin bundan haberi dahi yok. Bugün uzak doğuda psikoloji gibi beşeri bilimlerin üniversitelerin eğitiminden kaldırılması, bütçelerin üretime dayalı bölümlere ayrılması için rektörlüklerden teklif veriliyor. Halbuki bütünsel bir bakış açısına ihtiyacımız olduğunda "o işin felsefesi" tabirini kullandığımıza dikkat ettiniz mi? Pek azımız bu bütüncül bakış açısının gerçekte ne ifade ettiğini düşünmüştür. Bir işin felsefesi o işin sorgulanmakta olan doğasıyla sürekli etkileşimdir. Bir işin doğasında mantık da, yaratıcılık da, duygular da, hüzün de olabilir. Bunların karşılığı psikoloji, sosyoloji, epistemoloji gibi felsefe alanlarıdır. Buradan anlaşılmalıdır ki, felsefe en kapsayıcı kümedir; psikoloji, sosyoloji ise yalnızca birer alt kümedir. Bugün birçok alanda bu disiplinleri görmezden gelerek birlikte yaşamanın yolları aranıyor. Bu imkansız!"
-İ. S. 20.5.2024
`psikolojik savunma mekanizması ve zararları`
Biraz uzun bir yazi ama ozellikle yeni mesun psikolog arkadaslar icin cok faydali bi yazi
çoğumuzun da bildiği üzere nasıl ki vücudumuzun bir savunma mekanizması var ise (bkz: bağışıklık sistemi) ruhumuzun da aynı şekilde bir savunma mekanizması vardır. `psikolojik savunma mekanizması`, kişinin başa çıkmayacağı veya algılayamadığı negatif