"Tanrı seni meleklerin küllerinden yaratmış, kanatların da gülüşünün kenarından taşıyor. Bir tılsım var sözlerinde. Yüreğim bu yüzden böyle atıyor."
Beyit Şerhi-Şeyh Galip(18.yy.sonları)
Ey dil ey dil niye bu rütbede pür-gamsın sen Gerçi vîrâne isen genc-i mutalsamsın sen Günümüz Türkçesi: Ey gönül, ey gönül niye bu rütbede pür-gamsın sen Gerçi vîrâne isen de tılsım bir hazinesin Şiirin şerhi: Şair birinci mısrada gönlün bu mertebeye olmasından dolayı gamlı olduğunu söylüyor. Peki, bu mertebe nedir? Bu mertebe dünyadır yani maddi alemdir. Tasavvufta insanın bu dünyaya gelmesi bilindiği gibi gurbet olarak aktarılır yani asıl ait olduğumuz bu dünya değil öte alemdir. İkinci mısrada ''virane isen'' sözünün bir metaforu vardır elbet. Bilindiği gibi virane demek yıkıntı veya dökük yerlerdir. Şair bu yıkıntının mecazi olarak ''beden'' olarak kullanmıştır zirâ ruhtan ziyade bedenimiz maddi tahribata uğrar. Şiirin son kısmında olan ''Genc-i mutalsam'' tamlaması tılsımlı hazine olarak çevirmek mümkün. Viraneden ziyade tılsımlı hazine değerli bir şeydir. Ve şair bu tezatlığı bedenin zıttı olarak ''ruh''u koymuştur. Yine semavi dinlerde ve tasavvufta ruhun ölümsüzlüğü ve asıl önemli olanın ruh güzelliği anlayışı bu şiirin ana teması olarak yer almakta
Reklam
Şiir
Şiir, dimağda bir lezzet, haz. Ciltler dolusu manayı bir kaç kelimeyle ruha işleyen tılsım. Günlerce hissedip anlatılamayan hatta bazen anlamlandıralamayan duyguların en kesif izahı. Aklın ve kalbin birbirlerinin omuzlarına başlarını yaslayıp dalıp gittikleri o flu ufuk. Bu güçlü tılsımın en büyük efendisi Necip Fazıl, ruhun şâd olsun.
"Gereken tek tılsım seven bir gözdür."
onun kalbi karnımda kıvranıyor. etrafını sarmaya, kanımla beslemeye çalışıyorum. ellerimi karnıma bastırıyor, kanıma karışan bu endişe zehrini öğütmeye çalışıyorum. sanki damarlarım çekilip büzüşüyor, kemiklerim sertliğini kaybediyor, derim inceliyor. ruhum çekiliyor o kalbin içine, bir girdap gibi. midem dalga dalga bulanıyor. yeter ki iyi ol. kaç tılsım varsa saçlarımın tellerine dolalı, bozdururum hepsini bir kese altın gibi. sana ellerimi, avuçlarımı.
onun kalbi karnımda kıvranıyor. etrafını sarmaya, kanımla beslemeye çalışıyorum. ellerimi karnıma bastırıyor, kanıma karışan bu endişe zehrini öğütmeye çalışıyorum. sanki damarlarım çekilip büzüşüyor, kemiklerim sertliğini kaybediyor, derim inceliyor. ruhum çekiliyor o kalbin içine bir girdap gibi. midem dalga dalga bulanıyor. yeter ki iyi ol. sana ellerimi, avuçlarımı. kaç tılsım varsa saçlarımın tellerine dolalı, bozdururum hepsini bir kese altın gibi.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.