Esamesi okunmayan birkaç şeye rağmen, hayat devam ediyor ve gülümsemek zor. "Umut işkenceyi uzatır" derler. En büyük kötülükmüş umut. "Bahsi nereye koyduğuna göre değişir" de derler ya hani. Kırmızı, siyah, yeşil belki de.. Neye umut bağladığına göre de değişiyor.
Çok zor değil gülümsemek! yine de bir kas hareketinden ibaret olmadığını anlayacak kadar yaş aldım sanıyorum. Tuttuğumu kopardım. "Yeni doğan gün bir umutmuş, tan kızıllığı bir umutmuş, güneş her sabah sil baştan doğarmış" gibi basmakalıp cümleler de kurmuyor ve, kurmadığım gibi hissetmiyorum da! Hayır, gülünecek bir şeyler bulma arayışına da girişmiyorum. Yine. de inancımı kaybetmedim, hiçbir zaman. İnsan bir şeylere inanmak zarureti içinde dönüp dururmuş. Yalan.
Ben bir tek umuda inanıyorum, bir de denize.
Her şeye rağmen gülümsemiyorum. Hiçbir şeye rağmen gülümsüyorum. Çünkü hiçbir şeyin içinde her şey varmış deniz! Yalnızın içi daha bir kalabalık olurmuş. Kalabalık da sıkarmış bir zaman sonra. İyi ki deniz varmış.
Deniz olmayan gök, mavi değil; üzerinde kaptan olmayan bahir, deniz değilmiş. Gülümsemek, ne olursa olsun, her şeye ve hatta hiçbir şeye rağmen güzel şey. Hayat için ve hiçbir şeye rağmen.