“Padişahın haremine dahil kadınlar, çok şıkı bir dişiplin altında yaşarlardı. Dairelerinde böyle kapalı yaşadıkları gibi, gezinti ve göç- lerde de bu huşuşlara çok dikkat ederlerdi.
Durum böyle iken, bazı romanlarda,
şon zamanlarda çevrilen filimlerde, Kadın Efendi ve Sultanların hayatlarını ifade etmek için onları açık şaçık göştermek, tarihî ha-
kikate uyar mı.? Bu, hakikaten yaşanan tarihin akialeri veya uydurma şekiller midir.? Bunun Üzerinde inşafla ve iz'anla durmak ve
düşünmek icabeder.
Biz, var olan bir tarihi milletimize yaşatmı-
yor, onu yıkıyor, tahrif ediyoruz. Bu bakımdan kitleler üzerinde büyük teşirler uyaran ro- maneılara ve film çevirenlere biraz inşaflı ve
bilgili olmalarını tavşiye etmeyi, yerinde yapılmış bir ikaz şayıyoruz.”
M. Çağatay Uluçay