Kitap Yorumu//Ölümcül Kimlikler-Amin Maalouf
.
Eser ile ilgili ne yazabilirim hiç bilmiyorum. 120 sayfa olmasına rağmen o kadar dolu doluydu ki.. o kadar çok alıntılamak istediğim yer var ki.. iyi ki okumuşum diyebileceğim bir kitap oldu kesinlikle. Amin Maalouf’u ilk kez okudum ve bu güne kadar okumadığıma çok pişmanım. Doğru kitabı ile mi başladım onu da bilmiyorum çünkü bu kitap bir deneme. İnsanların kimlik seçimi ve birbirine karşı oluşturduğu kimlik yüklemeleri ile önyargılar hakkında ve yazar inanılmaz bir tarafsızlıkla yazmış kitabı. Renk, ırk, din, dil vs o kadar çok özellikler ile ayrılıyoruz ki birbirimizden. İnsan neden belli bir kimlik oluşturup kendine bir cemaat, grup oluşturmaya çalışır? Kendi gibi olmayan ötekiler neden düşmanıdır ? Neden ötekileri kendinden uzaklaştırır? Dünya üzerinde bir arada yaşamamız, dünya devleti düşüncesi bir ütopya mı? Ve daha bir sürü soruya kendi bakış açısıyla yanıt vermeye çalışıyor yazar.. ve tavsiye edebileceğim eserlen yanında yerini almıştır benim için. Kesinlikle okuyun ve okutun
.
Bu arada bir dip not olsun. Maalouf’un Atatürk’e olan hayranlığı ve ondan Mustafa Kemal diye değil de bizim ona verdiğimiz o asil adla yani Atatürk adıyla hitap ediyor olması da gözümde bir tık daha artı puan yazdırdı hanesine yazarın. Bu kitapta bahsedilen diğer tüm liderleri yererken Atatürk’ün düşünce ve icraatlarından kaynaklı övgü ile bahsediyor ve tek eleştirmediği lider! Özellikle Atatürk’ten bahsettiği ‘Çivisi Çıkmış Dünya’ kitabını da okumayı çok istiyorum ve okuyacağım️
bu kitap ince ancak anlattığı şey yüzlerce yıllık Maoluf hayranı olarak en beğendiğim kitabıdır. bir arabın bir ingilizden önce ve daha çok hristiyan olmasını anlamayanlara göndermedir. hristiyanlığında doğduğu topraklara yabancı kalan insanlara dönün ve bakın sizden önce sizden sonra değil vardı zaten ve sınıflandırmanızın bir anlamı yok kendi çalışmalarınızda dünyanızda bilimsel araştırmalarınızda görmesenizde görülmeyen değil asıl gerçek olan sizin cahilliğiniz.
Yazar, kimlikler ve aidiyetler üzerine kendi fikirlerini dünyadan örnekler vererek dile getiriyor. Üstelik kendisinin de çok kültürlü ve çok dilli bir birey olarak yetişmesinden dolayı duygularını bu denemelerde referans olarak anlatmıştır. Sıklıkla yazdıklarının kendi fikirleri, dilekleri ve beklentileri olduğunu belirtiyor. Bana biraz herhangi bir grubu kırmamak adına yeterince cesur davranmamış gibi geldi. Yazarla ve bu kitapla ilgili ideolojik eleştirileri ise haksız bulduğumu belirtmek istiyorum. Sonuçta bir deneme-inceleme kitabı okuyorsunuz. Yazar elbetteki kendi penceresinden fikirlerle konuyu işleyecektir.
Öncelikle şunu söylemek isterim ki, Amin Maalouf'un salt romanları ile ilgileniyor, denemelerini "daha az" takip ediyorsanız bu kitap size hem dili hem anlatımı bakımından sıkıcı gelebilir.
Amin Maalouf bu kitabında doğduğu yeri (Doğu Akdeniz/Levant) ve yaşadığı yeri (Fransa/Kıta Avrupası) bir "batış" metaforu ile melankolik şekilde ele alıyor. Uygarlığımızın yine kendi elimizle batışa doğru son sürat gittiğini söyleyen yazar, bu duruma karşı reçetesini de veriyor: Her insanın; din, dil ve etnik kimlik farkı olmadan evrensel insanlık değerlerinin daha daha yücelmesi için özveriyle çalışması. Yazara göre insanlık gemisi ancak bu şekilde Titanikvari bir sonla karşılaşmaz.
Bu arada "Uygarlıkların Batışı" kitabını daha iyi anlamak için Amin Maalouf'un diğer iki deneme kitabı; "Ölümcül Kimlikler" ve "Çivisi Çıkmış Dünya" kitapları birlikte okunmalı.
Zira kimliklerin "ölümcül" olduğu, "çivisi çıkmış" bir dünyada "uygarlıkların batışı"nı sadece seyrediyoruz.
Sadece yaşadığımız ülke değil içinde bulunduğumuz dünyanın uğraştığı kesmekeslige bir ışık tutuyor yazar. Başlarda sıkılabilir hatta yazarın anlattıklarına karşı bile cikabilirsiniz ama okudukça ve anlatılanları anladikca bulunduğunuz yerden geleceği,kendimizi yeniden sorguluyoruz. Okuduğum her satırın altını çizmek ve uzun uzadiya tartışmayı cok isterdim.
Bu yüzden okuyun, okutun. *^_^*
Lübnan'da doğan ve 20'li yaşlarda Fransa'ya taşınan ve eserlerini Fransızca yazan bir aydının; kimlik, kimlik seçimi ve bu arada yaşanılan çelişkiler üzerine kaleme aldığı düşünceleri.
Deneme niteliğindeki bu kitap, bence gayet önemli. Tarihi kitapları kadar okunmayı hak ediyor. Zira, biz Türkler için de altı çizilecek ve üzerinde