Nafer Bey bu kadar katharsisi kaybetmeseydik iyiydi:)!
Kitap içinde bulundurduğu birkaç öyküden oluşuyor. Neden bu kadar az okunduğunu anlamadığım bir kitap lakin bence şans verilmesi gerekiyor. Gerek üslûp gerekse yazım tarzı bakımından oldukça hoşuma gitti. Okurken Puzzle çözüyormuş gibi hissettiğim anlar oldu. Hatta beklemediğim sonlarla karşılaştım ve hâlâ şoklar içerisindeyim yani bitince bir kal geldi bana ne oluyor nerelere geldik, daha az önce ne yapıyordun şimdi ne yaptın kardeşim! dedim. Kendine özgün tarzıyla ve katharsisi olmayan metinleriyle oldukça da beni etkiledi. Okumaya başlarken çok büyük bir beklentim yoktu lakin beklentimi fazlasıyla karşıladığını düşünüyorum.
"Sende uyuyan gölgemdir ruhumu altüst eden"
Bence bir şansı hak ediyor sevgili okurlar. Şimdiden iyi okumalar dilerim!
#ölümcültatil #mykillervacation
Merhaba Ceviz'in müritleri size tatlı bir kitapla geldim. Yaz diyince #tessabailey akla gelmez mi? Bu yaz da yine Bailey okudum. Puanı 99 k oylama ile 3.66. Taylor, kardeşi Jude'u alıp tüm birikimini verdiği yazlık bir ev kiralar. Evde tam banyoda rahatlayacaktır ki gözetleme deliklerini farkeder. Jude
Yakov Petroviç Golyadkin 9.dereceden bir memur. Kendi halinde, dürüst, ilişki kurmakta zorlanan biri. Bu özellikleri sebebiyle girdiği ortamlarda pek kabul görmez.
Bir anda Bay Golyadkin'e hem ismen hem de fiziken tıpatıp benzeyen biri gelir. İnsanın içindeki öteki ortaya nasıl çıkar? Bastırdığı kötü özellikleri sanki bu ikiziyle birlikte dışarı yansır. Harika bir psikolojik roman.Kişilik bölünmesi, bilinç parçalanması o kadar gerçekçi aktarılmış ki..Okudukça Bay Golyadkin hakkındaki fikrim değişti. Kitabın başında ahlaksız ve ikiyüzlü toplumda sosyal fobisi olan biri diye düşündüm. Ortasında kesinlikle şizofreni dedim. Ama sonunda kesinlikle anladım ki Bay Golyadkin doppelgangerdi.
208 syf.
·
Not rated
DİPÇE :
"Ben Ingeborg'un Tollak'ıyım.
Ben geçmişe aitim.
Yuvamı, yurdumu başka yerde aramaya niyetim yok." sözleriyle başlıyor roman.
Anda söylenen bu sözler sert, bükülmez mizaçlı Tollak'ın zihninde, okuru yakın geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarıyor.
Yazar Renberg, beni çok zorlayan insan tiplerinden birini karakterize
Osiris Dilay :d
Merhaba. Biraz uzun ancak yararlı bir derleme olduğunu düşünüyorum. Keyifli okumalar.
Ölüler Kitabı, 1899'da tanınmış Mısırbilimci E.A. Wallis Budge tarafından çevrildiği için tarihte önemli bir yer tutmaktadır. Mısırbilimci John Romer'ın önsözünde açıkladığı gibi; mütevazi öncülleri ile büyük ölçüde kendi kendini eğitmiş olan Budge, bu
Hola.
Hiç bilmediğim, üzerine düşünmediğim, görmezden geldiğim hayatlara misafir etti beni Camila. Oysa daha lise zamanlarımda görmüştüm onları, yanlarından geçmiştim, günaydınlaşmıştım,e gülümsemişlerdi bana. Ama unutuyor insan, görmezden gelmek kolay geliyor çoğu zaman. Seçimlerimiz, yönelimlerimiz, dürtülerimiz bizi biz mi yapar yoksa öteki mi yapar sorusuna cevap aradım kitap boyunca. Biz kimdik, öteki nasıl olunurdu, kime göre neye göre ötekiydik?
Çok cesur, çok içten, çok sade ama aynı zamanda masalsı bir dili vardı Camila'nın. Kurt kadınlar, kuş kadınlar, hayatlarını feda edenler, edemeyenler, her şeye rağmen pembe olan pembe kalan evler ve her hikayenin gizli kahramanları anne ile babalar...
Çok severek okudum ben, tavsiyemdir.
Kitapla kalın.
