Anastasya, esirlerin arasından alınıp Bosna Saray'ına getirildiğinde, kaderinin kendi elinde yazılmayacağını anlamıştı. Gördüğü rüyalardan uzak diyarlara cariye olarak gitse de Sultan olup dünyaya ismini Mahpeyker Kösem Sultan olarak duyuracağını henüz bilmiyordu...
1604 yılın Ocak ayının ilk günleri, Sultan Ahmet Han önemli bir karar almak durumundaydı. Babası Mehmet Han, Fatih Kararnamesi ile on dokuz kardeşini katlettirmiş ve kendisi bu olaya çocuk yaşta şahitlik etmişti...
Mahpeyker Kösem Sultan doğurduğu şehzadeler ile sarayın ve Sultan Ahmet Han'ın gözdesi olmuş ve sarayda devlet işleri dahil her konuda fikir yürütmeye başlamıştı. Entrikalar ile dolu saray koridorlarında ne kadar gözde olursa olsun ölüm korkusunu taşımaya alışmıştı...
Valide Safiye Sultan hem güzelliği hem de çevirdiği oyunlar ile Mahpeyker Kösem Sultan'a örnek olduğunun farkına varsa da, hala sarayda onun sultanlığı geçerliydi...
Sultan Ahmet Han'ın ani ölümü ile gelişen olaylar payitahtın ve Valide Safiye Sultan ile Mahpeyker Kösem Sultanı karşı karşıya getirecekti...
Şeyhülislamların kararları,Sadrazam ihanetleri, yeniçeri ayaklanmaları, Mustafa Han'ın tahta çıkışı, Osman Han'ın öldürülmesi, Murat Han'ın devleti yeniden yapılandırması ve İbrahim Han'ın tahta çıkarılışı ve Mahpeyker Kösem Sultan'ın kendi evladına layık gördüğü son; sizi tarihin tozlu yollarında bir gezintiye çıkaracak...
Yazarın dili sade ve akıcı. Olayları özetler şeklinde roman tadında kaleme almış. Bu kitabı almama yazarın dünyada yaşayan on üç Sultan'dan bir tanesi olması sebep olmuştu. Bundan sonra ki eserlerini ise kalemini beğendiğim için alacağım...