Tek kelimeyle milyonlarca hayat: Daha!
Çocukken evde ne zaman boş bir ayakkabı kutusu olsa, derhal eski görevlerini terk ederler ve benim barbie evim olurlardı. İçine bazen iki, bazen üç kişilik bir aile yerleştirir, arkadaş ziyaretleri canlandırırdım. Evin içinde mutlaka yine boş ilaç kutularından koltuklar, krem kutularından masalar ve her gözün göremeyeceği ama benim çocuk gözümle
İncelemeye Panait İstrati kitaplarını derinlemesine okuyan çok ilgilenen bir arkadaş varsa benimle iletişime geçebilir mi? diyerek başlamak istiyorum. Kısa zaman önce tanıştığım bu yazarın ikinci kitabını okuyorum. Kaderin cilvesi olacak ki Kodin ve Hayat Yollarında birbirlerinin öncesini ve sonrasını anlatan iki tane otobiyografik kitap. Ancak çok gerçekçi ve çok fazla bizden. Fakirliği, arkadaşlığı hayata tutunmayı anlatan eserler. Öyle sanıyorum ki bu kitaplardan sonra yine aynı konunun devamı bir kitap daha var. Bulamadım henüz ne olduğunu. Kronolojik bir liste lazım. Ama sanırım o da yeterli olmayacak çünkü bilenler bilir Demirkubuz’un Kader ve Masumiyet filmleri birbirlerinin öncesini ve sonrasını anlattığı halde kronolojik çekilmemişlerdir. Bu yüzden bir bilene danışmak lazım. Her neyse ben okuyun diyorum, ancak bunu okumadan önce Kodin’i okuyun. Panait özelinde böyle bir sıralamaya gitmek konunun anlaşılması açısından daha faydalı olabilir gibi geliyor bana. Hadi iyi okumalar..
Bir insanın başına gelebilecek en kötü durumda bile nasıl pes etmeden çabalayarak durumun içinden çıktığı ve hayatı yaşanılabilir kılışını çok güzel bir şekilde kaleme almış. yer yer kendimi Christy'in yerine koyup "ben olsam ne yapardım?" sorusunu sorduğumda cevabım "içinden çıkamazdım herhalde" oldu. Meğer pes etmeye, vazgeçmeye, şikayet etmeye o kadar alışmışız ki onu fark ettim.
Okumayanlar için içeriği hakkında bir iki cümle vermem gerekirse; doğuştan beyin felçli olan bir çocuğun annesi ile yaşama tutunuşunu ve harikalar yaratışını anlatıyor. Annesi sayesinde hayatını yaşanılabilir kılıyor. Dışarıya çıkıyor, arkadaş ediniyor, yüzmeye gidiyor, aşık oluyor ve okuma yazma öğrenip kendi hayatını kaleme alıyor. Ben artık hiç değilse bundan sonda yaşayacağım sorunları daha farklı bir şekilde ele alacağımı gördüm.
Sizlere de çok şey katacağına inanıyor ve keyifli okumalar diliyorum.
272 syf.
7/10 puan verdi
#28565182
Raydan çıkmak hiçbir treni istasyonuna ulaştırmaz. Tren mecburdur raylara...
Kathy H.’nin ‘flashback’leri ile anlatılan hikaye ,Kathy’nin organ bağışçılarına bakıcılık yapması sırasında Hailsham’da birlikte eğitim gördüğü arkadaş grubu olan Ruth ve Tommy’nin hayatına tekrardan girmesiyle eski günleri irdeliyor.
Yatılı okul olan
687 syf.
9/10 puan verdi
Bir süre önce İnstagram'da kitap okuyan bir arkadaş ile sohbet ederken konu Rus edebiyatına geldi.Arkadaş birçok Rus klasiğini okuduğunu ama henüz Suç ve Ceza kitabını okumadığı fakat okumadığı halde kitapla ilgili en az dört beş sayfa tutacak bilgiye sahip olduğunu söyledi.Bu sözü bana çok ilginç gelmişti ama haklıydı da.Suç ve Ceza öyle bir
Werther ve Umutsuz Aşkı Lotte
Genç Werther'in Acıları gibi duygusal açıdan yoğun, romantik bir kitaba inceleme yazısı yazmak kolay değil. Neresinden tutmalı, nereden başlamalı, romanın neresini vurgulamalı diye düşünmüyor değilim. Yazıldığı 1774 yılından beri edebiyat tarihinde çok müstesna bir yeri olan, Alman edebiyatında çığır açan, gençliği etkisi altına alan, intiharlara
