Sevgili Büşra Sanay in insanlığın kanayan yarasi ve hiç bilmek görmek istemediği içler acısı bir durumu bütün gerçekleri ile anlatmıştı kitabı okurken gerçekten tüyler ürperten bir yaşanmışlıklar...
Oldukça sürükleyici olan kitabın dikkatimi çeken kısmı, dünyada ortaya çıkmış yada çıkabilme potansiyeline sahip olası bir krize karşılık, insanlığın yaşadığı durumu gerçek dünya-hayali karakterler çerçevesinde ele almasıdır.
NIETZSCHE AĞLADIĞINDA – Zihin Sarayının Baca Temizleyicisi
Yıl 1882, psikanalizin doğumu öncesinde olan 19.yüzyıl Viyana’sındayız. Dünya virüsler nedeniyle ortalığı kırıp geçiren salgınlara karşı çareler bulmaya başlamış. Tıp bilimi ile uğraşanlar şarlatanlıktan, cadılıktan, büyücülükten terfi etmiş. Doktorlar, fizyologlar ve cerrahlar dönemin saygın ve varlıklı bilim insanları olarak popülerler. Ancak
·
Not rated
Portekizli yazar Jose Saramago imzalı KÖRLÜK,insanlığın sınırlarının aşıldığı oldukça etkileyici romanlar arasında yer almaktadır.1998 Nobel Ödülü'nü kazanmış olan roman,dünyadaki olası vahşeti oldukça edebi bir şekilde gözler önüne seriyor.Kitabın girişinde yazan “Bakabiliyorsan gör, görebiliyorsan fark et!” sözü, aslında kitabın özeti şeklinde. Kör olma durumu, farklı bir mesaj verme kaygısıyla kullanılmıştır.Gerilim, bilim kurgu ve psikoloji türlerindeki bu roman; oldukça basit ama bir o kadar da derin bir konuyu işler.İyi okumalar.
Anton Çehov'un "Altıncı Koğuş" adlı eseri, Rus yazarın önemli öykülerinden biridir ve edebiyat dünyasında geniş bir etki yaratmıştır. Bu hikâye, insan doğasının karmaşıklığını, umutsuzluğu ve insanlıkla ilgili derin düşünceleri ele alır.
"Altıncı Koğuş", bir akıl hastanesinde geçen ve hastaların hayatlarını merkeze alan
Teknoloji dehası ve ateizmin güçlü savunucularından Edmond Kirsch insanoğlunun varoluşundan beri cevap aradığı dinle bilimin bazen benzer cevaplar bazense çok ayrı uçlarda yanıt verdiği iki soruyu ( Nerden geliyoruz ? Nereye gidiyoruz ? ) cevaplayabileyecek başarılı savunmasını tüm dünyaya canlı yayında sunmaya hazırlanırken,özel davetlilerin girebildiği müzeye İspanyol kraliyet ailesinin adını kullanarak giren bir eski donanma amirali tarafından öldürülür.Sunumdan önce Kirsch üç dinin ( Müslümanlık, Hristiyanlık, Yahudilik) etkili temsilcileri olan piskopos Valdespino,Haham Köves ve Alim Seyyid El-Fadıl'a canlı yayında yapacağı sunumu anlatırken bunun mevcut tüm dinlerin temelini sarsmakla kalmayıp hepsini yıkacağını dile getirir.Din adamları bu sunumun gerçekleştirilmemesi gerektiğini düşünürken içlerinden öldürülenler,kraliyet ailesinin adının Edmond Kirsch cinayetine karışması,saray içindeki komplolar ve öğrencisinin icadını tüm dünyaya yaymak için gayret gösteren Robert Langdon ve ona yardım eden kraliyet gelini Ambra Vidal kendilerini yapay zekalar,kuantum bilgisayarları,ileri teknolojiler ve insanlığın sonu gibi olayların içinde bulur.Dan Brown'un klasik beklenmeyen sonlarının,heyecanın doruk noktasında ucu açık sorular bırakmasının ve her karakterin gizli sırlarının gün yüzüne çıkması durumu bu kitapta da fazlasıyla mevcut.Kütüphanenizde yer açın,Harvardlı profesor Robert Langdon yine olayların ortasında kaldı!!!
