Çok farklı bir kitap gibi geldi bana. Şu an şunu düşünüyorum, kitapta bile olsa insanlığın sonunun geldiği hikayeleri sevmiyorum. Çok bahsettiler bu kitaptan, ama sanırım bir sebebi de içinde bulunduğumuz salgın durumundan. İnsanlar, insanların zor duruma düştüğü vahşet hikayelerini okumayı çok severler. Bir diğer sebebi de bu. Kitaptan şunu öğreniyoruz, gelişmiş teknoloji, refah bir yaşam, ilerleyen bilim, su, elektrik, iletişim, lezzetli yiyecekler... Her birinin gören gözler varsa bir anlamı var. İnsanlar göremezse, dünya nasıl bir bataklık haline gelir? Kitabın anlatımına gelirsek, akıcı sayılabilir, ama karşılıklı diyaloglar bile aralarına virgül konarak yazılmış. Uzun bir diyalog görünce iki kişiden hangisinin ne dediğini karıştırdım zaman zaman. Ama kitaptaki karakterlere isim yerine doktor, doktorun karısı, ilk kör, koyu renk gözlüklü kız, tek gözü siyah bantlı yaşlı adam, şaşı çocuk gibi sıfatlar verilmesi hoşuma gitti. Bu tarz, insanlığın sonunun gelmesi hikayelerini sevenler okuyabilir..