Ali Şeriati; “ben sizi rahatlatmaya değil, rahatsız etmeye geldim.” diyor ya, Ömer Faruk Dönmez de kitaplarında tam olarak nefislere rahatsızlık veriyor, önce rahatsız oluyorsun üslubundan, radikalliğinden, keyfin kaçıyor, egoistlik koktuğunu düşünüyorsun cümlelerinin, O, modern dünyadaki -özellikle- müslümanlar arasında kadın-erkek arkadaşlığını eleştirirken senin kaşların çatılıyor. O, sosyal hayatta çalışıp para kazanan başı örtülü kadınları eleştirirken senin sinirlerin geriliyor. O, teknolojik gelişmelere ayak uyduran , kapitalist düzene boyun eğen, münafıklık yolunda hızla ilerleyen müslümanları eleştirirken, senin yumrukların sıkılıyor. Rahatsız oluyorsun, kabullenemiyorsun baştan. Sonra kitabı bitirip yazarın diğer kitaplarını araştırmaya hatta alıp okumaya başlıyorsun. Okudukça gülümse yerleşiyor yüzüne, hak vermeye başlıyorsun, kendini ve sistemi eleştirmeye başladığını fark ediyorsun. Bende hemen hemen tüm kitapları mevcut, rahatsız olarak okuduğum ilk kitabı; sonra severek okuduğum kitaplarına bıraktı yerini. Allahın emrettiği gibi bir müslümanlık yaşamıyoruz, sisteme öyle entegre olmuş ve onu öyle kanıksamışız ki asla rahatımızın bozulmasını istemiyoruz. Doğruları göremeyecek kadar kör gözlere ışık tutuyor kitapları. İslami hükümetleri eleştiren yazıları ise beni benden aldı, gerçekten at gözlüklerini çıkarıp başka bir açıdan bakmak isteyenler alıp okuyabilir. İlk kezokuyanlar; Baştan sevemeyeceksiniz ama sonra vazgeçemeyeceksiniz .