Alışılan hayat düzeninden birden kopup engelli biri olmak... Hepimizin başına gelebilecek bir olay. Bu kitapta engellerini kabullenemeyen ve o engelleri yıkmaya çalışan iki karakterin sıcacık hikayesi anlatılıyor. Engelli kişinin iç dünyası o kadar dolu dolu anlatılıyor ki empati kurmak için uğraşmanıza gerek kalmıyor.
Kitabın son sayfalarına kadar biraz ağır ilerliyor ama sonunda insanı mahvediyor, en azından ben okuduktan sonra içimde uzun süre bir boşluk hissettim. Sahip olduğunuz her şeyin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırlıyorsunuz. Dolu dolu, çok duygusal ve gerçekçi bir hikayeydi.
Kesinlikle okumalısınız.
Öncelikle yarının belirsiz olduğu bu dünya da ruh ve beden ayrılır da bilinmeyen forma geçersem. Buradan Aysel ne eder eder bir şekilde bir şekilde Cengiz amcayı okumadan gittin diye başımın etini yer diye korkudan kindle da Cengiz amcanın kitapları bakarken adı çok ilginç geldiği için direk başladım. :D Aysel uyardığında ise çok geçti. :D Gün Olur Asra Bedel kitabını okuduktan sonra başlarsanız daha bütünleşeceği kanısındayım. İlk başta güzel bir giriş yapsa da kitap bir boşluk hissi oluyor.
Genel olarak kitabın dili biraz ağır geldi. İşlediği konu insanın yaşama hürriyetini yükselme hırsı için çok rahat çiğnendiğini ve ana kahramanın çaresizliği kitabını okurken duygusal olarak çok yoruyor. Kurgusu bakımından çok güzel. İki ayrı hikayeyi çok güzel birbirine bağlamış Cengiz amca.
Özel olarak ise Cengiz han efsanesini çok beğendim. Megolamanlığının getirilerini çok güzel özetlemiş efsane. Bazen sırf bir sözün veya yasağın sonradan geri dönülemeyecek durumlara sokmasını ve istemesen bile yapmak gerektiğini anlatıyor bence efsane. Ana karakterin başına gelen olay ise yukarıda belirttiğim gibi hırsın kurbanı olmak ve belli bir süre sonra ise artık tamamen kabullenmek. Bu kitap hakkında çok şey söyleyebilirim ama zevkkaçıran bilgi vermeye çekindiğim için burada kesiyorum. Cengiz amcayla yakın bir zamanda tanışmama vesile olan(Kesinlikle 2-3 yıl içerisinde tanışacaktım. Belki biraz daha çek olma olasılığı var. :D) Aysel'e teşekkürler ederim. Gerçi tavsiyesini dinlemediğim için birazcık ters kitapla tanıştım ama pişman değilim. :D
813 syf.
6/10 puan verdi
''Dikkat Spoiler İçerir''
Kitabı ilk elime aldığımda 200 sayfa nasıl geçti anlamadım bile. O kadar akıcıydı ki. Hürrem'in gelişi yaşadıkları, epey hüzünlüydü. Mahidevran'a üzülmedim ama Hürrem'e de sevinemedim. Ne bileyim.Bi boşluk oluştu bende. Objektif olarak değerlendirdim sanırım. Taht üzerine oynanan binlerce oyundan bir tanesi dedim ve
Okurken zorlandım hatta beyin yorgunluğuna sebep oldu
Yazarın okuduğum ilk kitabı, hiç es vermeden yazılmış paragraf yok, boşluk yok, durup bir soluk alayım diyeceğiniz bir bölüm yok. Kitabın kötü olduğu algısı yaratmasın bu cümlelerim, sanat camiasına eleştiriler yöneltiyor yer yer ağır ihtamlarda bulunuyor. Anlatıcının iç sesini dinliyoruz söyledikler bana psiolojik sorunları olduğu izlenimini verdi, özellikle Burg tiyatro oyuncusu Jennieyi eleştirdiğinde büyük haz duyuyor, ilk gördüğünde hoşlanmadığı Burg tiyatro oyuncusuna bu eleştirisinden dolayı sempati besliyor. Beni sıkan tarafı ise çok sık tekrar eden cümlelerin olmasııydı.
Kitabı kafanız boşken okumanızı tavsiye ederim.
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
First of all, I want to start with the name of the book. I think the name of the book is "life recipes in the kitchen of loneliness". There should be life tariffs. The word love came only as habits, even in places where it was thought of. I should not take credit for the book regarding platonic love because it satisfied me, who is at the master level on this subject. :D If we look at the whole book, its literary language has a satisfactory and fluent style. The plot of the stories is good and there are very few gaps. While I was thinking of commenting on the subject, I realized that severe loneliness, lack of communication and pressures between families are actually a general communication problem. :D I think it was a good book, with stories that you will be very impressed by while reading, as well as stories that you may find ordinary. Enjoyable reading.
Bir şekilde önyargım var Türk yazarlara. Kimse kusura bakmasın ama Türk bir yazarın ağzından Boston, Mark, Nicola vs... gibi isimler duymak garip geliyor. Yakıştıramıyorum belki de. Judith yerine Ayşe falan kullandıklarında daha içten geliyor. Bu kitabı okurken de aynı önyargı ile başladım. Beni utandırdı. İnstagram'da falan da çok paylaşılmaya
