Öncelikle şunu söylemem gerekiyor diye düşünüyorum. Kitap yazıldığı dönemde anlattıkları ile büyük tepkiler almış ve Hardy’nin romanı bırakarak yaşamında kalan otuz iki yılı sadece şiir yazarak geçirmesine neden olmuş. Artık kimin zoruna gittiyse.
Alıntı : Hardy; kapitalizmi, adaletsizliği, inancı, kiliseyi ve bunlar ekseninde sıradan insanların yaşamlarının nasıl daraltıldığını ve daraltılan baskılanan bu insanların nasıl bir yok oluşa sürüklendiğini başarılı bir şekilde ele alıyor ve eleştiriyor.
Şu alıntılar önemli: “... Dua ederse belki Christminster'ı görebilirdi. Hep derlerdi ki "Dua edersen istediğin şey bazen yerine gelir." Jude bazen de hiç öyle olmadığını biliyordu. Kilise yaptıran birkaç adamın paraları bitip de yapı yarım kalınca diz çöküp dua ettiklerini, gerekli paranın da bir sonraki posta ile gelmiş olduğunu bir kitapta okumuştu. Başka bir adam aynı şeyi denemişti ama, para gelmemişti. ..
Jude’Teyzesi Drusilla ile yaşayan yetim ve yoksul çocuk.
Öğretmeninden ve kitaplardan etkilenerek Christminster’da akademiye girme hayalindedir. Ama para kazanması gerektiğini de bilir.
Çeşitli işler yapar en sonunda taş ustası olarak çalışır. Gözü hedefinden başka bir şey görmez. Ta ki başına geleceklerden haberi olmadan Arabella ile tanışana kadar. Başarısız bir evlilik yaşar.
Sonrasında kuzeni Sue Bridehead tanışır. Teyzesi her ne kadar bizim sülaleye evlilik yaramıyor desede, jude kalbinin dediklerini uygular ve olanlar olur... biraz uzun yazılmış Sanki ve konu biraz sabit kalmış , 3-4 kişi arasında geçiyor. Mutkala okuyun diyemem
Bazı kitapları yorumlarken nerden başlayacağımı, ne anlatacağımı şaşırırım; kendime zaman tanımak isterim. Bunu bazen yapabiliyor olsam da çoğu zaman heyecanıma yenik düşer kitabı bitirir bitirmez yorumlamak, hiç bir detayı unutmadan aktarmak isterim. Adsız sansız bir jude bu kitaplardan biri.
Annesiz ve babasız kalmış daha on yaşında bile
Yer yer sabrına hayran olduğum bir Jude, zamanın ötesinde fikirlere sahip ama yeter evleneceksen evlen dedirten bir Sue. Beş para etmez kişilikteki arsız Arabella. Victoria döneminde din baskısı altında kadınların haklarının, varoluş sancılarının işlendiği güzel bir kitap. Sadece hikayedeki ailede, evlenmeye karşı bir önyargıya çok fazla tutunulduğunu düşündüğüm oldu. Sonu çok çarpıcıydı, bir de Sue'nun yaşanan trajedi sonrası bunalımı, git gelleri aşırı derecede sıktı.Dönemin zorluklarını görmek açısından güzel bir kitaptı.
Kitap yazarın okuduğum ilk kitabi. Yazarın en karamsar kitabı olarak biliniyor . Kitap boyunca şaşardım üzüldüm kızdım duygu değişimleri yaşadım. Beklediğim şeyler gerçekleşmezken beklemediğim şeylerin oluverdiğini gördüm. Spoiller vermeden açıklayacak olursam. Jude’ dan bir “Martin Eden” çıkabilecekken gerçek hayatın beklentilerimizi karşılamadığını hayatın bambaşka olabileceğini anladım. Keşke böyle olmasaydı dediğim ama akışa kendimi kaptırdığım çok iyi bir roman . Ben beğendim. Son bölümdeki kitap incelemeleri ile daha da anlam kazandı metin. Tavsiye ederim
Kitap döneminin herşeyini birbir yansıtıyor bizlere, dönemin evlilikleri ve akraba ilişkilerini, halkın sosyoekonomik düzeyini ve zengin ve fakir arasındaki uçurumu…
Karakterlere gelirsek sadece Sue hakkındaki çıkarımım şöyle aslan burcu kim ne derse desin.. Sue'nin yaşadıkları zor olsa da yaşattıkları ahlaken yoksun kadın olan Arabella'dan çok daha yıkıcı, hırçınlığı, yıllar geçse de bir türlü olgunlaşmayışı ve hep kendi istediği yönde tavırları ve yapmadığı kendi üzerine düşen şeylerdense başkasını yoksunluğu ile cezalandırışı ve sonunda da hiç inanmadığı halde kendine taban tabana zıt kendini adaması, sadece çocukların değil bir türlü evlenemediği adamın hayatına da mal oldu karakteri…
Hardy nin romanlarındaki dili beni çok etkiledi hayran kaldım bu 3. Kitabım kalbim biraz acıyordu hepten acıdı…
Muhakkak okunmalı dediğim kitaplardan bir tanesi oldu kadın düşmanı değilim, sadece destek olmasından ziyade en kritik anlarda köstek olması beni üzdü.. aşırı hislendim.
Thomas Hardy - Adsız Sansız Bir Jude
Teyzesi Drusilla ile birlikte yaşayan yetim ve yoksuk bir çocuk olan Jude, öğretmeninin kendisine verdiği kitaplardan etkilenen ve hayatını kitaplara adayan karakterimiz, tüm zamanını kitaplarla geçirir ve günün birçok bölümünü kitap okuyarak geçirir.
Hayattaki tutkusu iyi bir eğitim almaktır, iyi bir üniversitede eğitimini tamamladıktan sonra hayallerini gerçekleştirmek ister, ancak aldığı kararlar çok acelecidir, bu yüzden talihsiz bir evlilikten sonra yaşadığı köyü terk eder. şehre gider ve her gün gitmeyi hayal ettiği üniversitenin önünden geçer. Bir gün eğitimini orada tamamlamak ister ama bir yandan da bu şehirde yaşarken çalışma hayatına devam eder.
-Kuzeninin de aynı şehirde yaşadığını bilmektedir, ancak teyzesi onunla tanışmasını istememektedir. Jude bu şehirde kuzeniyle tanışır ve onunla çok güzel vakit geçirir, ancak ona olan aşkını evliliğe götürme konusunda endişelidir, geçmişte akraba evlilikleriyle ilgili sorunlar nedeniyle uğursuzluk olduğunu bilmektedir. kararsızlık onu yiyip bitirir. Bu dönemde kuzeniyle arasında pek çok şey olur. Kitap büyüleyici, mistik ve büyüleyici karakterlerle dolu. Aynı zamanda rahipler ve kiliseler o kadar karanlık bir kitap gibi görünüyor ki ama o karakterlerin düşünceleri bakış açısı o kadar etkileyiciydi ki şimdiye kadar okuduğum en iyi kitaplardan biriydi diyebilirim. Beni çok etkileyen bir kitap oldu. Kitap hakkında çok fazla bir şey söylemek istemiyorum ama kesinlikle okumanızı tavsiye ediyorum.