İçimizde büyüyüp duran bir "Sitem" in dışa vuruşu...
Ahmet Günbay Yıldız, yine çok haklı bir konuyu, hayali karakterle ele almış.
Dünya almış başını gidiyor. Ahlak ve inanç gibi konuların sözü dahi edilmiyor. İslamiyeti yaşamaya çalışana gerici, Hıristiyanlık ve Yahudiliği yaşayana aydın, ilerici deniyor.
Kitabın ana karakteri olan Ferhat'ın ise haklı bir isyanı var. "Siz istediğiniz zaman kiliseye gidebiliyorsunuz da ben niye namazımı kılamıyorum." (bu cümle kitapta tam olarak böyle olmasa da aynı anlamı taşımaktadır.)
Peki ya ahlak? Çivisi çıkmış dünyada her istediğimizi yapmak serbest mi? İftira atmak, başkasının malını elinden almak, bir aileyi yıkmak, adam öldürmek ve daha niceleri...
Kitapta bu yazdıklarımın hepsine ve hatta daha fazlasına değinmiş yazarımız. Az sayfaya çok sitem sığmış. Sayfalarda yazarın haykırışları var...
Herkes, kendi gibi olmayanı eleştirmekte... Hiç kimse dönüp de kendisine bakmamakta... Mazlumu ezmek çok kolay. İnsanların inançlarıyla, inançlarının emrettiği şeyleri yapmalarıyla alay etmek çok kolay...
Ve bir o kadar da ahlak yoksunluğunun en tipik örnekleri...
Yazarın sitemine hak veriyor ve şunu diyorum. Bir kişi de olsak, ahlaki yönde düzgün davranmaya elimizden geldiği kadar gayret gösterdiğimizde etrafımızdakiler de gün gelir etkilenir ve bir kişi, bin kişi olur.
Hayal mi, değil. İşe, kendimizden başladığımız sürece değil.
Bu sürece dahil olmak isteyen herkese kitap tavsiye edilir.
Plutarkhos ’un 
Demosthenes - Cicero - #38674114 - kitabında karşılaştığım ve İsokrates’e ait olan bu cümle ile incelemeye başlamak sanırım konu çok uygundur.
