“Ben, Kirke”, doğaüstü, fantastik bir roman. Karakterleri Zeus, Poseidon gibi yunan mitolojik efsaneler. Böyle olunca pek bir beklentim olmadan okumaya başladım. Ama yazar beni şaşırttı diyebilirim. Fantastik romanları okuduktan sonra kendimce ikiye ayırırım. Kitabın içine girebildiklerim veya giremediklerim olarak. Bu kitabın içine rahatlıkla girebiliyorsun.
Bazı romanlar vardır 400 sayfa okursunuz ama ne size bir şey katar ne de okurken bir gelişme olur. Bu roman size dopdolu 400 sayfa vaat ediyor. Gerçi ana karakter ölümsüz olduğu için bana yaşanan olaylar fazla gelmiş olabilir=)
Kirke’nin babası güneş tanrısı helios ve annesi nympha. Diğer kardeşlerine nazaran gücü olmadığı için aşağılanan, alay edilen bir çocukluk geçiriyor Kirke. Tam bir ezik olarak sürdürüyor ilk yıllarını. Yavaş yavaş güçlerini kazanmasıyla kendini sorgulayarak hem kendini hem de Dünyayı değiştirecek bir karaktere dönüşüyor.
Yalnızlıkla ilgili güzellemeler yapılıyordur illa çevrenizde. Romanda yalnız yaşamanın zorluğunu görüyoruz. Goethe nin dediği gibi “Yalnızlık tek kelime, söylenişi ne kadar kolay. Hâlbuki yaşanması o kadar zordur ki.”
Yazar çok başarılı bir şekilde bize aktarıyor kafasındakileri. Öyle ahım şahım değil ama fantastik severlerin hoşlanabileceği bir roman olmuş. Fantastik severlere tavsiye ediyorum.