Akşam Güneşi
Eser; eğlence düşkünü, çapkın, maceraperest bir kurmay subay olan Nazmi’nin hayat hikayesini konu alır.
Nazmi, annesinin ölümünden sonra her şeyden ümidini kesmiş babası tarafından İstanbul’daki amcasının yanına gönderilir. Amcası Nazmi’yi kendi öz kızlarından ayırmaz, kendi oğlu gibi sevip, bakar. Nazmi ise o kadar haşere bir çocuktur ki sürekli macera peşinde koşar. En son asker olmaya karar veren Nazmi, Paris’te eğitimi tamamlamış bir kurmay subay olarak döner. Eğlenceye, gece hayatına düşkün Nazmi vatansever, cesur bir askerdir artık. Fakat Sırp çetecilerle giriştiği bir çatışmada yaralanması sonucu askerliği bırakmak zorunda kalır. Doktorlar tarafından sakin bir hayat sürmesi, kalbini zorlamaması, İstanbul’un bu karmaşasından uzaklaşıp, babasından kalan çiftliğe yerleşmesi öğütlenir…
Evlenek Akdeniz’deki babasının çiftliğine yerleşen Nazmi, böylelikle hayatının ikinci kısmına geçmiş olur. Artık eski, neşeli, çapkın salon beyefendisinden eser kalmamıştır. Kendisini çiftliğine adayıp, mutlu olmaya çabalar. Etrafına ördüğü camdan duvarlar ise, çocukluğunu bildiği genç bir kızın gelişiyle yerle bir olur…
Asıl hikaye belki de burada başlar. Jülide ile diyalogları yer yer hüzünlü yer yer eğlenceli olan bu kitabı elimden bırakmayı hiç istemedim. O kadar nahif, akıcı bir kitap ki… Yer yer yaşananlara kızmadım da değil. Yine de keyifle okudum, bitirdikten sonra bile aklımı meşgul eden bir kitap oldu. Ben çok sevdim, sizlere de tavsiye ederim.