·
Not rated
Alfred ile Emily | Doris Lessing
Kitap Açıklaması
Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Doris Lessing, Alfred ile Emily’de, Birinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde annesiyle babasının izini sürüyor. Kitabın ilk yarısını “savaş olmasaydı nasıl bir yaşamları olurdu”dan hareketle kaleme alan yazar, kitabın ikinci yarısında savaşın yaşamlarında yol açtığı onarılmaz hasarı gözler önüne seriyor. Hayalinde yaşattıklarını ve gerçekte yaşananları etkileyici bir anlatımla kâğıda döküyor.
Alfred ve Emily yazarın hayalinde umut ettikleri gibi mutlu bir yaşam sürerlerken, aslında Alfred savaşta sakat kalır, Emily hastanede hemşirelik yaparak askerlerin acılarını paylaşır.
Annesiyle babasının savaşla bölünmüş yaşamları, Lessing’in üzerinde derin izler bırakmıştır. Yazar bu kitapla, onlara olan gönül borcunu ödüyor ve umuyor ki, “onlarla Büyük Savaş’ı hiç yaşamamışlar gibi karşılaşsaydı, her ikisi de onlar için hayal ettiği yaşamı onaylarlardı.”
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
"Death Came Silent" was Agatha Christie's first detective novel published in 1920. He created the character of the famous Belgian detective Hercule Poirot. Hercule Poirot is a detective who stands out with his intelligence, sense of humor, keen observation and European politeness. The murders were carried out by the "little gray cells" He solves the problem using his brain.
To recover from the wounds he received after World War I, Hastings starts staying with Styles at the insistence of his friend John. John lives in this mansion with his stepmother Emily Inglethorp. After Hasting arrives, many events begin to happen. Emily's assistant Evelyn leaves the house. Emily is killed. Her young husband Alfred was not at home the day Emily was murdered. Emily's adopted daughter, Ctnthia Murdoch, heard no sounds in the next room where the events took place. Next to this, a broken coffee cup and a burnt will paper are found. Of course, it is up to Poirot to solve the mysteries of all these events.
Emily's new husband, her two stepsons, her assistants, her doctors, her student... everyone seems like a murderer. On the other hand, you read about Poirot and Hastings arguing bitterly, finding evidence and investigating the incident.
The book is written with Hastigs' narration. In her very first book, Agatha Christie made it clear that she would be the queen of detective fiction. I read it with great pleasure. I advise.
·
Not rated
Katil(ler)i çözdüm ancak uzun zaman önce bu kitabı okuduğum için cinayetin kim tarafından işlendiğini çok az hatırlıyor olabilirim. Agatha Christie'nin ilk polisiye romanı olan Ölüm Sessiz Geldi / Styles'daki Gizemli Olay, Birinci Dünya Savaşı'ndan kaçan Belçikalı bir mülteci olan ve İngiltere'ye, kendisine yeni hayatında
260 syf.
7/10 puan verdi
Farklı bir İngiltere
Hoş denmeyecek anılara ev sahipliği yapan bu roman ;gerçekleri bir de karşı taraftan görmenize olanak sağlıyor. Eser yazarın anne ile babasının hikayesini anlatıyor. Babası bir subay annesi ise hemşire, ve savaşta filizlenen ilişkilerini anlatıyor ,ilişki dedim çünkü aralarında bir aşk olduğundan emin değilim . Belki de yazar bize öyle lanse etmiştir bilemiyorum. Yazarımızın babası savaşta bacağını kaybeden , savaş depresyonundan çıkamayan hasta aciz bir adamdır annesi ise aynı savaşın psikolojik gazisi olan başka bir mağdur .
Kitabın ilk bölümünde Alfred ile Emily'nin yolları evlilik bağı ile bağlanmasa ve o korkunç savaş ile bölünmese nasıl olurdu teması üzerine yazılmış. Yazarın ve ebeveyinlerinin yaşamındaki kişileri karakter olarak ilk bölümde görüyoruz. Bence güzel bir konsept olmuş . Yazar bir kızı olan çifte daha güzel bir hediye verilebilir miydi ?
Ve bir kez daha görüyoruz ki savaş İngiltere gibi zengin bir ülke için bile olsa tamamen yıkıcı etkilere sahip . Anlatılanlar, yaşananlar o kadar korkunç ki . O yaşlı iki insanın hayatları boyunca zihinlerde taşıdıkları ölümler , yıkımlar çok ürkütücü . Yazar da aynı şeyleri bizzat yaşadığı için , Savaşı tüm çıplaklığıyla ve dehşetiyle anlatmayı başarmış. Aslında böyle bir anlatım için çok şeye borçlu değil , olanları olduğu gibi anlatması yetmiş . Ona bu konuda yardımcı olan yegane etmen kendi ülkesi başta olmak üzere doymak bilmez diğer kıta arkadaşları diye düşünüyorum.
Doris Lessing bu kitabı kendi anne ve babasından yola çıkarak yazmış. Lessing'in babası savaşta sakat kalıyor, annesi ise yaralı askerlere hemşirelik yapıyor. Biliyoruz gördüğü tek şey yaralı askerler ve onlara hemşirelik yapmak değil, travmalara sebep olacak şeyler yaşayıp görüyor... Bir de üstüne sakat bir koca ve çocuklar... Haliyle özel hayatı da büyük darbeler alıyor.
Bundan yola çıkarak Lessing kitabı kitabı iki bölüm halinde yazmış. İlk bölüm eğer savaş olmasaydı hayatları nasıl olurdu şeklinde kurgusal ele almış. İkinci bölümde ise 1. Dünya Savaşı'nın kendilerinde bıraktığı kalıcı izleri yazmış.
Bu kitabı pek bilinmese de ve baskısı olmasa da Sahaf vb.yerlerde karşınıza çıkarsa kaçırmayın
·
Not rated
Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Doris Lessing, Alfred ile Emily’de, Birinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde annesiyle babasının izini sürüyor. Kitabın ilk yarısını “savaş olmasaydı nasıl bir yaşamları olurdu”dan hareketle kaleme alan yazar, kitabın ikinci yarısında savaşın yaşamlarında yol açtığı onarılmaz hasarı gözler önüne seriyor. Hayalinde yaşattıklarını ve gerçekte yaşananları etkileyici bir anlatımla kâğıda döküyor.
Alfred ve Emily yazarın hayalinde umut ettikleri gibi mutlu bir yaşam sürerlerken, aslında Alfred savaşta sakat kalır, Emily hastanede hemşirelik yaparak askerlerin acılarını paylaşır.
Annesiyle babasının savaşla bölünmüş yaşamları, Lessing’in üzerinde derin izler bırakmıştır. Yazar bu kitapla, onlara olan gönül borcunu ödüyor ve umuyor ki, “onlarla Büyük Savaş’ı hiç yaşamamışlar gibi karşılaşsaydı, her ikisi de onlar için hayal ettiği yaşamı onaylarlardı.”