558 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 35 days
Altın Kanatlı Sinek Nana ve Narsist Kişilik Bozukluğu
Yunan mitolojisinde suda gördüğü yansımasına âşık olan ve kendisini arzulayan tüm su perilerini reddeden Narkissos, kendini bir türlü yansımasından alamaz, çaresizce günden güne erir, sonunda açlık ve susuzluktan ölür. Narkissos'un yok olduğu yerde daha önce görülmemiş güzellikte açan çiçeklere 'Nergis' adı verilirken; 'kişinin
Nana
NanaEmile Zola · Can Yayınları · 20034,388 okunma
·
Not rated
Var mısın
1 - Kendi yaşamının ölçülerinde, kendine ait bir "biz" bir yaşam çevresinin içerisindesin. Yaşam sana neler vaadediyor ve de neler sunuyor gözlemlemelisin. Kendi bilincin ile oluşturduğun bir zihnin içinde varlığını sürdür, umut senin eserindir. Hayatında olup biten her şeyi sahiplen, fakat onlara ait olma.
Var mısın?
Var mısın?Doğan Cüceloğlu · Kronik Kitap Yayınları · 202127.6k okunma
Reklam
152 syf.
·
Not rated
Yürümek, Dönüp Bakmamak Arkaya
Sevgi Soysal’ın üçüncü kitabı Yürümek, temelde cinsellik ve toplumsal cinsiyet temaları etrafında cesurca dolanan, hatta o dönemde yasaklı sayılan temaların bireyin gözünden tüm yalınlığıyla anlatan bir roman. Yürümek’teki yol arkadaşımız ise, o güne kadar yazdığı tüm kadınların bir adım ötesinde bir kadın, Ela. Yayımlandığı dönemde büyük
Yürümek
YürümekSevgi Soysal · İletişim Yayınları · 20121,186 okunma
189 syf.
·
Not rated
Kitabı okumaya başlamadan önce işte kim ne düşünüyor diye bir kaç inceleme okudum. Bir hanımefendi şey demişti; " Boşa zaman kaybı olarak görüyorum. Yani sorunu anladık bari çözümü de söyleseydiniz." Önyargı ile kitaba başlamak istemedim. Ve bitirdim kitabı. Ha... Hala hanımefendi ile aynı fikirde değilim. Asla zaman kaybı değildi ama çok kızgınım. Bizzat saniye hanıma çok kızgınım. Saniye hanım nezdinde kendine bunu yıllarca yapan bütün kadınlara çok kızgınım. Kendi hayatı elinden alınırken, çocuklarının hayatı hiç olurken kitabın sonlarına doğru hala kendine benim de hatam vardı dediği için kızgınım. İstemediği bir evliliğin içine oyunla itilmesine rağmen bunu savunmasını anlamıyorum. Kitabı ısırma isteğimi nasıl durdurdum bilmiyorum. Şimdi bu kitap bitti, böyle bir hayat yaşanmış ve bitmiş. Ben bunu kabul edip hayatıma devam edeceğim ama nasıl? Bu size çok abes bir tavır gelebilir ama sorun şu; !!!! Burda bu evliliğin bitmesini kendi için başarısızlık olarak gören bir kadın. Defalarca aldatan, hatta yeni evliyken eşini aldattığı kadınları eve getiren, karısına güzel kelimeleri fazla gören, çocuklarına yeterli sevgiyi, ilgiyi vermeyen bir baba ama dışarda iyi insan, dürüst, namuslu bir adam. Bunun karşılığı tam olarak ' el iyisi '... Öldükten sonra bile Saniye hanım hala ben içindeki iyiliği çıkaramadım demek ki diyor? Neyse... Söyleyeceklerime bende çözüm ekleyemiyorum. Çünkü biliyorum ki istenen çözüm muhatabımızı nasıl değiştiririz sorusunun cevabı... Soruyu biliyorum ama cevabı yok...
Bir Kadın Bir Ses
Bir Kadın Bir SesDoğan Cüceloğlu · Remzi Kitabevi · 20181,740 okunma
196 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
“Biz milliyetçilik yapmasak ve hatta millet hakikatini inkâr etsek bile millet var olmaya ve tesir etmeye devam edecektir.” “Milliyetçilik milleti olduğu gibi muhafaza etmek değil, onun için en doğrusunu tespit etme arayışıdır.” Bahadırhan Dinçaslan bu kitabında kendi milliyetçilik düşüncesinin, hatta kendi cümleleriyle “öncülüğünü ve
Seküler Milliyetçilik - 21. Yüzyılda Türk Milliyetçiliğinin Teorisi
Seküler Milliyetçilik - 21. Yüzyılda Türk Milliyetçiliğinin TeorisiM. Bahadırhan Dinçaslan · Yenisey · 202351 okunma
224 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
1894 yılında doğan yazar Osmanlı'nın son zamanlarının canlı bir tanığı olmakla birlikte bir çok olayın içinde de bulunan ilk ağız şahsiyetlerindendir. Ayrıca Osmanlı Devleti'nin yıkılmasından sonra yeni kurulmakta olan devlet kurucusunun yanında yer alma şansına sahip önemli bir şahsiyet tir. Yazar bu eserini iki bölümde toplamıştır. İlkinde batış yılları ikincisinde ise Dünya Gazetesinde yayımlanmış düşünce yazıları vardır. Ikinci bölümden; * Demokrasi hukukun çok üstünde bir ahlak davasıdır. İnsanların içleri dışarı birbirinden ayrı, söyledikleri yaptıkları birbirine aykırı olduğu yerlerde demokrasi istenilen sonucu vermez. Tam tersini de verebilir. 1946'dan sonra Türkiye'ye demokrasi tuhaf bir politikacılık ahlakı getirmiştir. Hususi hayatta ve münasebetlerde ne ayıpsa, ne kötü ise, ne çirkinse politikada hepsi mubah. Kulüplerde, toplantılarda, davetlerde rüşvetçi, soyguncu, yalancı olduklarını bildiklerimize başımızı çeviriyor muyuz? Hayır! Hele bunlar o yüzden zengin olmuşlarsa, el üstünde tutuyor muyuz? Evet! Öyle ise çocuklarımızdan niçin namuslu, doğrucu ve samimi olmalarını istiyoruz? Çocuklarımız böylelerinin ayak altında kaldıklarını da gördükten sonra! (Sayfa 133) Batış Yılları, Yeni Devlet'in Kuruluş felsefesi ve Atatürk'ün ölümünden sonra 1960'lı yıllara gelene dek yapılan önemli bir değerlendirmenin anı tadında anlatımı. Önemli bir eser öneririm.
İmparatorluğun Batış Yılları
İmparatorluğun Batış YıllarıFalih Rıfkı Atay · Pozitif Yayınları · 2022305 okunma
Reklam
86 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.