168 syf.
·
Not rated
Johannes namı diğer Joe Goldberg
Kitapta yok, yok bu yüzden beğendim. Yer yer şiirsellikle bezenmiş edebi cümleler romantikliğe götürürken, Johannes'in haz dolu entrikaları hem felsefeye hem psikolojiye yönlendirdi. Bazen de mitoloji ye atıf yaparak sanatsallaştırdı. Şu aralar çok meşhur olan netflix dizisini anımsattı bana Johannes karakteri. Zira orada da Joe Goldberg kendisine göre karşısındaki kadına farklı anlamlar yükleyip neye ihtiyacı olduğunu belirlemeye çalışıyor. Yine aynı şekilde Johannes de Joe gibi Cordeliayı her yerde takip ediyor her yerde izliyor ama asla kendini belli etmiyor Cordelia ile tanışmaları sürekli denk gelmeleri tamamen tesadüf olmalı ki bu tesadüfi durum hiçbir şekilde şüphe uyandırmamalı. Johannes, Cordelia'nın henüz kendinin ne istediğinden emin olmayan ergensi bir kız olduğunu düşünüyor. Kızın bu masumane görüntüsü onu adeta cezbediyor. Ona kadınsılık katmak, özgürleştirmek başka bir boyuta kapı aralamak tek amacı. Ama zaten varoluşçu felsefeyi savunanların tek amacı da bu değil midir özgürlük, bireysellik, tek odak nokta haz. Johannes o kadar kusursuz bir işleyişle yaklaşıyor ki avına, her şeyi elde ediyor ve istediği biçimde şekillendiriyor Cordelia'yı. Ve her şeyi elde ettiği andaysa uzaklaşıp gidiyor... Cordelia'ya sahip olmak cezbetmiyordu Johannes'i bir Tanrı gibi Cordeliayı yeniden yaratmak ona yeni özellikler vermek cezbediyordu her şeyi gerçekleştirdi ve gitti!
Baştan Çıkarıcının Günlüğü
Baştan Çıkarıcının GünlüğüSoren Kierkegaard · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,027 okunma
168 syf.
·
Not rated
Papazın aşkı
Bazı düşünürler diğerlerinden ilham alarak ya da diğerlerinin sistemleri üzerine kendi sistemlerini inşaa ederler. Her ne kadar özgün eserler, düşünceler üretecek olsalar bile çıkış noktası daima bir öncekidir. Kierkegaard böylesi düşünürlerden sivrice ayrılan bir düşünür. Kendisine varoluşçuluğun babası diyecek olursak sanırim yerinde bir ifade
Baştan Çıkarıcının Günlüğü
Baştan Çıkarıcının GünlüğüSoren Kierkegaard · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,027 okunma
Reklam
168 syf.
·
Not rated
·
Read in 25 hours
Dekadans ve tahakkümün estetiği...
Nadiren kendinizi kitap okurken bu kadar şüpheli bir durumda bulursunuz - kahraman, sizi tavşan deliğinin daha derinlerine çeken kişi, özdeşleştiğiniz ve size eşlik eden kişi, aynı anda karşılaşabileceğiniz en düşmanca kişidir. Bu kitap boyunca takip ettiğiniz adam iğrenç. O bir ahlaki çöküntü. İlkeleri, düşünme tarzı, tüm varlığı o kadar inanılmaz zavallı ki, ne kadar ileri gidebileceğini veya gerçekten ne istediğini öğrenmek için fiziksel hastalığın eşiğinde okumaya devam etmek zorundasın - çünkü istediğini söylediğini yapamazsın. inanmak. Ve en rahatsız edici olan, Okunmalı. bu sıradan bir baştan çıkarma değil; Johannes sıradan bir baştan çıkarıcı değil. Arzusu, ilk başta ona kayıtsız kalarak onun masumiyetini almak ve bir süre boyunca tüm hilelerini kullanarak onu manipüle etmektir, böylece ruhunu onun önünde açığa çıkarır, onu tamamen sever. Kadının en güzel olduğu o kısacık anda, onun varlığına sahip olur ve bu zorla değildir - çünkü kalbini onun eline vermiştir. Bu, ayrıntılı ve acımasız bir plandır - çünkü o an yaşanır yaşanır, masumiyetini kaybedecek ve çıkarlarıyla birlikte onu da bir kenara atacaktır.
Baştan Çıkarıcının Günlüğü
Baştan Çıkarıcının GünlüğüSoren Kierkegaard · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,027 okunma
168 syf.
8/10 puan verdi
Pervert Dan'ler, kısacık incelemeler...
Kitap hakkında yine, adetim olduğu üzere uzun uzun bir yazı yazmayacağım bu defa. Kitapta nişanlısı olan bir kadına aşık olan birinin ona karşı duyguları, bu konuda yaşadığı iç çatışmaları anlatılıyor. Ama kitapta esasen bahsetmek istediğim tek bir şey var diye inceleme yazmak istedim, tam da bu yüzden kısa keseceğim. Yazar sürekli kendi ülkesinin dilindeki çeşitli sözcüklerin, birbirleriyle kafiye oluşturmasıyla dillerine yerleşmiş, gelenekselleşmiş kullanımlara referans ediyor. Mesela dillerinde hasret ile hapis kelimeleri arasında 1 – 2 harf değişik o kadar. (1 – 2 harf demişken, çevirmen de Dan’lerin mitolojilerindeki Valhalla’yı Vallaha diye çevirmiş bir dipnotta, gülün ama ciddiye almayın). Şimdi bu kelime benzerliği aslında şiirde kolaylaştırıcı bir işlev görebilir. Ancak buradan hareketle sanki bütün dünyada böyle bir zihniyet ve kanun hakimmiş gibi hareket etmek, buna dayanarak bazı çıkarımlar yapmak yanlış. Yazarın bu hatalara defalarca düştüğüne şahit oluyorsunuz… Burada da yine düşünmemiz gerekiyor gerçekten. Bizim kültürümüzde var olan çeşitli anlayışlardan hareketle dünyaya dair çıkarımlar yapmak ve bu çıkarımların da evrenselliğinin zorunlu olduğunu varsaymak ne kadar doğru olur? Bizler ve bizim kültürümüzdeki çeşitli kabuller, sadece belirli bağlamlarda geçerli olabilirler. Bunu unutmamak gerekli ve bunun hatırlatılmasının gerekli olduğunu düşündüğüm için inceleme yazarak belirtmek istedim. Keyifli Okumalar…
Baştan Çıkarıcının Günlüğü
Baştan Çıkarıcının GünlüğüSoren Kierkegaard · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,027 okunma
168 syf.
·
Not rated
Bu yıl; sene itibariyle kitaplarıyla ve kalemleriyle ilk kez tanıştığım yazarlarla dolu. Öylesine büyük keyifler yaptım ki kimisini gerçekten büyük bir hazine bulmuşum hissiyatıyla okudum, okumaya devam ediyorum. Kierkegaard’da yine aynı hissiyatla okuduğum bir isim oldu. İlk ama kesinlikle son olmayacak. Onun düşünce yapısının temel sorunu,
Baştan Çıkarıcının Günlüğü
Baştan Çıkarıcının GünlüğüSoren Kierkegaard · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,027 okunma
168 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 10 days
Kitap, başlığındaki gibi bir baştan çıkarıcının günlüğüdür. Onun motivasyonunu, felsefesini içeriyor. Baştan çıkarma metodlarındaki 19.yy Danimarka kültürü öğelerini çıkarırsak dahi yazarın bugün dahi etkili olacak gözlemleri var. (Kadın düşürme dersi verilmiyor tabii) Kitap iki karakter özelinde geçiyor. Johannes ve bir zamanlar ki onun
Baştan Çıkarıcının Günlüğü
Baştan Çıkarıcının GünlüğüSoren Kierkegaard · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,027 okunma
Reklam
90 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.