Üç cisim problemi üçlemesinin son kitabını bitirdim. Öncelikle kitap çok uzundu. Bir de kitapta zaman atlamaları çok fazla var, karakterler ilk iki kitaptan farklı, dolayısıyla hazmetmek için de yavaş yavaş okuyunca okuma sürem çok uzadı. Kitapta bilimkurgu adına ne varsa hepsi mevcut. Fizik, kozmoloji, matematik, kimya, biyoloji… Nereden anlatmaya başlasam… (spoiler içerebilir.)
Öncelikle kitabın adı: Ölümün Sonu. Kitabın sonunda yazarın neden bu ismi seçtiğini anlıyoruz. Oldukça karanlık, karamsar bir kitap. Nasıl olmasın ki? İnsanın (her canlının) en temel içgüdüsü “hayatta kalmak” tır. Birinci kitapta evrende yalnız olmadığımız, ikinci kitapta karanlık orman teorisi ile av ya da avcı olduğumuz anlatılıyor. Ve son kitapta da av olduğumuz…
3 cisimliler bizi avlamaya geliyor. Ama hikaye burda bitmiyor. Daha yeni yeni başlıyor. Duvarabakan projesinin yanına bir kılıçtutan konsepti ekleniyor. Hem bizim hem de 3 cisimlilerin kaderi bu kişiye bırakılıyor. Her iki gezegenin koordinatlarını evrene yayınlamakla görevli bu kişiye kılıçtutan deniyor. Bir müddet barış ortamı olsa da kılıçtutanın değişmesi ile işler değişiyor.
Tabii ki evrende sadece iki medeniyet yok. Milyarlarca medeniyet varken olanlar oluyor. Tabi bu olayların hepsine değinmek zor. Merak edenler okusunlar. Ama zor bir kitap, hatırlatayım.
“Milyonlarca yıllık evrende, milyarlarca medeniyet varken, küçücük dünyamızda milyarlarca insan içinde, biz nelerle uğraşıyoruz?” diye sorgulatan bir kitap. En fazla 80-90 yıllık ömrünüzde sevelim, sevilelim. Bu dünya kimseye kalmaz!