Bilimin kusursuz bir tarihe sahip olmadığı bizler tarafından çoğu kez unutuluyor. Yazar bunu bize, birçok sayfada yer verdiği kısa anlatılarla hatırlatarak aslında insanın üretisi bilimin de kendisininkinden geri kalır yanı olmayan kusurlarla dolu olduğunu gösteriyor.
Bilim insanlarının bizlere derslerde öğretilen başarılı çalışmaları, sıkça bu insanların kusurları olabileceğini unutmak yanılgısı içerisine girmemize neden olur. Gerçek şudur ki kusur olmazsa başarı da olmaz. Hata olmazsa ilerleme de olmayacaktır.
Bilimin bir adım geri iki adım ileri hareketini kısa yazıların bazılarında bulacaksınız.
Tek bir konu üzerine fazla yoğunlaşamayacağınız zamanlarda parçalara ayrılmış küçük hikayeleriyle rahatça okuyabileceğiniz güzel bir kitap. Üstelik dili hiç de ağır değil.
Bu gibi eserleri okumanın geliştirici olduğunu düşünüyorum.
Perdeyi araladığınız zaman, oradakilerin de sizin gibi birer insan olduğunu anlarsınız. Bu, size kendi oyununuzu oynamak için güç verecektir. Önceki oyunlardan daha iyisini sergileme gayretiniz eksik olmasın.
Hepinize keyifli okumalar diliyorum.
Not: Unutmayın ki neredeyse her kitaptan alabileceğimiz bir şeyler vardır. Bu şeylerin çokluğunu belirleyen biraz da bizim düşünsel gücümüz ve hayal evrenimizdir. Elbette fayda-zaman ilişkisi bağlamında tercih etmeyeceğimiz kitaplar olacaktır. Ama bazen risk almak gerekir. Şahsen, insanların gözünden uzakta kalmış bölgelerin her zaman var olacağını düşünüyorum. İnsanlık kitaplığına yeni sayfalar ekleyebilmek için yeni bölgeler görmüş olmak hiç de fena değildir...