Çanakkale
Çanakkale belkide yüreği imanla dolu memleket aşkıyla dolu ölümden korkmayan Mehmetçiklerin cephelerinden uykusuz aç eksik mühimmatlarla savaşarak başlarında bulunan Mustafa Kemal Paşa mızdan Seyit onbaşımıza kadar olan yiğitlerle dolu bir destandır
Her birinin ayrı bir hikayesi olan Mehmetçiklerimizin yazdığı kazandığı bir savaştı
Türk olmak başkaydı Allah’a inanç vardı
Üstün zeka ile kazanılan bir muharebeydi kadını erkeği çocuğu hep birlikte cephede savaşılan korkusuz askerlerimizin paşalarımızın komutanlarınızın kazandığı Avrupa ya korku saldığı bir destandır...
Seyit onbaşının 276 kiloluk topu iman aşkıyla Allah aşkıyla kaldırışı
Gün görmeyen ana kuzuları tarih yazıyor
Çanakkele Geçilmez, Evet bunu söylerken, her Türk evladı gururlanmıştır. Bir destandır Çanakkale, bir baş kaldırıştır, bir direniştir. Devrin en güçlü donanmasına, ordusuna ve devletlerine rağmen. Imanı ve Iradeyi kendine misyon seçmiş. Anadolu'nun dört bir yanından gelen, Oğuz Amca'ların, Pütürgeli Bilal'lerin, Mendevur Ruşen'lerin, Mızgır Ali'lerin, Molla Said'lerin, gencecik Darülfünun öğrencileri Yusuf'ların, sevdiğine hasret mektupları yazan Hasan Şakir'lerin ve nicelerinin hikayesi. Çanakkele... Bir devrin bittiği bir devrin başladığı, Kıyametin yeryüzünde yaşandığı anlar. Ceddimiz tarih yazarken, nice zorlukları onlarla yaşamak, yeri gelince üzülmek, sayfalara gözyaşı dökmek, yerin gelince 'Allah Allah' nidalarıyle süngü hücumuna kalkmak. Mıstık ve Karaoğlan'ın cepheye su götürüşlerini gülümseyerek okumak. Müttefik ordularının ilk geldiklerindeki böbürlenmeleri ve sonra Anadolu gençlerinin karşınsındaki çaresizliklerini görmek. Ve ceddimizle bir kez daha gururlanmak. Yüce Rabbım Çanakkale'de şehit düşmüş, yaralanmış ve Hakk'a intikal eden tüm aslanlarımızdan razı olsun. Onları, Muhammed Mustafa (sav) Efendi'mize komşu eylesin. Böyle bir cedde sahip olmak herk nesile nasip olmaz Elhamdülillah..
Yaralanmış tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
“Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız.Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır.Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat
Bir Destandır Çanakkale
Çanakkale deyince insanın ilk önce omuzları kaparır sonra da o zaferin ne zor şartlarda kazanıldığını, şu günümüzde 15 yaşlardaki çocuğu koruyup kolladığımız, o yaşları , kendileri küçük olsada vatan aşkı ile çarpan, iman ile dolu olan kalpler savundu. İşte o küçük yaştaki çocuklar gelir hatrınıza o zaman bir yumru oturur boğazınıza.
Mehmed Akif: Bir Karakter Heykelinin Anatomisi
Mehmed Akif: Bir Karakter Heykelinin Anatomisi, Prof. Dr. Orhan Okay, Akçağ Yayınları, Ankara, 3. Baskı, 2005, 143s.
Kitap, “Ön Söz”, “Giriş” ve on bölümden oluşmaktadır. Kitabın “Ön Söz” kısmında Aralık 1986 tarihi geçmesine rağmen ilk baskısı 1989 yılında yapılmıştır. Muhtemelen bunun sebebi 1986 yılı kasım ayından başlamak üzere
Dikkat Spoyler İçerir!!!
"Çanakkale Mahşeri; "cihanın yedi ikliminden" Türk'ün aziz topraklarına "kaynayan bir kum gibi" söküp gelmiş, Türk'ü tarihten ve hatta beşeriyet hafızasından söküp atmaya ahdetmiş düşman karşısında, Türk'ün "göğsündeki kat kat imanla" ve kanının her damlısının destandır." kısa bir arka kapak alıntısı yaparak