Bir Melekler ve Şeytanlar ya da Da Vinci Şifresi değil ama hiç de fena değildi. Kitap boyunca aklıma sürekli Dijital Kale gelse de yine de sevdim yahuu... Konu bilimselliğe girince daha da çok sevdim aslında. Bu yüzden İhanet Noktası da okurken çok ilgimi çekmişti. Origin de Dan Brown için fena değiller listeme girdi diyebilirim. Gerçi bu adam ne yazsa okumak için bir heves kitapçıya koşucam galiba... Bu yüzden de her kitabının sayfalarını merakla çeviricem. Herkese iyi okumalar :)
Okuduğum beşinci Dan Brown kitabı. Diğer bütün kitaplarında olduğu gibi,adı geçen her mekanı görme isteği ile sık sık görsel araştırma yaptırdı bana. Muhteşem bir kurgu. Fakat arka kapak yorumunun aksine benim için hala "en iyisi" Melekler ve Şeytanlar.
Ne denir ki, kitap dediğin böyle olur. Hem kendini okutturur hem öğretir hem sıkmaz hem de sonuda şaşırtır . Öncelikle kitapta, Bir Brownizm etkisi elbette vardı ama şöyle düşünün, Dan brown Seda Sayansa; Josede Lerzan Mutluydu. Tarzları benzerdi ama kavgalarıda okumaya değerdi. Yazarın "Tanrının formülü"kitabınıda okumuştum ama bu kitabı çok daha iyidi. Dediğim gibi kurgu çok başarılıydı. Birde üstüne Ben gibi hıristiyan mitolojisi, tarihi ve termilojisini seviyorsanız, tarihsel- gerilim türünden hoşlanıyorsanız ,isa peygamberi merak ediyorsanız tam anlamıyla size hitap edecektir. İsa hakkında çok fazla bilimsel ve teolojik bilgi kitapta mevcut Mutlaka okuyun, keşvedin. Sonra Kudüs'e gidelim :) seda ve lerzana kocada dileriz :))))
Oldukça sürükleyici bir konu ve ilgi çekici bilgilerle süslenmiş klasik bir Dan Brown romanı. Esas adamımız R. Langdon'ın maceralarını seviyorum. Genel olarak şifre çözmedeki başarısı ve bu esnada yazarın okuru genel kültür şölenindeymişçesine bilgi bombardımanına tutması hoş. Başarılı ve etkili bir tarz. Eğlenirken öğrenmek gibi. Üslubun güzelliği de eklenince siz de R. Langdon ile beraber floransa, venedik ve İstanbul'da turluyor gibi oluyorsunuz.
Ayrıca romanın son bölümlerinin İstanbul'da geçiyor olması da yerli okurun ilgisini çekse de oryantalist bakış açısını görmek üzücü. Filmde de benzer bir bakış açısı vardı. Coğrafya mı kader yoksa kader mi şakacı orası meçhul...
Ben yine de özellikle içinde bulunduğumuz şu pandemi dönemine yakışacak bir kitap olduğunu hatırlatayım. İyi okumalar...
Başlangıç. Nereden geldik nereye gidiyoruz? Dan Brown’ın bugüne kadar yazdığı en yaratıcı, en müthiş roman... mı gerçekten ??!!
Dan Brown’ın gördüğüm en basit, en sıradan, en tahmin edilebilir, basit ve komik diyaloglarla yazmış olduğu, vasat yazarların vasat romanlarında gereksiz şekilde konuşmaları, sayfaları uzatıp anlamsız diyaloglarla beslediği romanı olmuş. Dan Brown bile eminim böyle bir roman çıkarmaktan memnun değildir(inşallah). Daha önceki orijinal, sıradışı konularının şahsına münhasır olup bunun bu kadar hadi bunu da yazdım oldu kapağına da Da Vinci Şifresi yazıp ekmeğini yeriz hacı mantığı gibiydi resmen. 150 sayfalık kitap 535 sayfa, olmamış Dan Brown. Üstelik konunun bu kadar ballandırılarak, köpürtülerek anlatılıp bu kadar klişe durumun anlatılması da rahatsız etti beni. 5/10.
Dan Brown'ı yıllardır duyuyoruz çok satanlarda görüyoruz ama ben bilim kurgu, gizem tarzında bir kitap çok uzun zamandır okumuyordum. Dijital Kale, Dan Brown'ın ilk kitabıymış. Eğer bu ilk kitapsa diğerlerini düşünemiyorum. Sırlarla, gizemle dolu bir kitap. Her sayfası ayrı heyecanlı. Ve olay çözülmedikçe heyecan artıyor. Kitaptaki olaylar bir günde geçiyor ve sanki aylarca sürmüş bir şey okumuş gibi oluyorsunuz. Dili zaten aşırı akıcı. Sadece olaya o kadar müdahale eden karakter var ki arada insanın bir durun diyesi geliyor. Ama bu kadar seveceğimi bilseydim kesinlikle daha önceden okurdum. Diğer kitapları da sırayla okunacak kesinlikle
