Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
Dikkat spoiler içerir.
Donald Trump'ın Tayyip Erdoğan'a yazdığı ahlaksızca mektuptan başlayıp ülkenin genel panoramasının çıkarıldığı bir araştırma eseri. Yıldırım ve Timur arasındaki, Johnson'ın Kıbrıs Krizi sırasında İnönü'ye yazdığı mektuplar örnek gösterilerek mektuplar karşı neler yapıldığı anlatılıyor. Erdoğan'ın yurtdışı servetinden dolayı bir şey yapılmadığı söyleniyor. Man adasında kurulan şirket, Zindaşti olayı ve Burhan Kuzu'nun olaya dahli, İsrail ve Mısır ile aramız bozulduktan sonra Doğu Akdeniz kısmında dışlanmamız, Libya'da bile ülkenin yüzde dokuzunu kontrolünde bulunduran birime yardım etmeye çalışmamız, dış politikayı iç politika malzemesi haline çıkarlarla değil duygularla hareket etmemiz anlatılıyor. Nepotizm sonucu THY gibi şirketlerin zararı, çılgınlık olan Kanal İstanbul projesi ve İmamoğlu'nun 15 maddelik itirazı, Kenan Evren'in bir dönem uzamaması ama Bahçeli'nin 2002 seçiminde söz vermesine rağmen istifa etmemesi, S-400'lerin kullanılmaması, Bilal Erdoğan'ın TÜRGEV vakfına yapılan bağışlar, Nazlı Ilıcak'ın tahliyesi ve daha bir çok konuda kokuşmuşluğun anlatıldığı bir kitap. Son dönemde yaşananlar için hafızasını tazelemek isteyenlere önerilebilecek bir kitap.
Bu şiirler nasıl yazıldı?
Kitapta Mevhibe, Orhan Veli, Sabahattin Ali ve Nazım Hikmet eğer bu dünyaya tekrar gelselerdi nerede ve kimlerler buluşurduyu anlatıyor kitap. Her bir yazar hayatı boyunca aşık olduğu ve gönlünden geçen kişilerle, bu dünyada en çok gittikleri mekânda buluşuyorlar. Şairlerin o çok ünlü şiirleri kime, nasıl ve neden yazdığını öğreniyoruz. O şiirlerin sadece şiir olmadığını, bir anlama yüklediğini ve yaşanmışlıklarının olduğunu anlıyoruz. Edebiyat dünyası etrafında dolaşan dedikodular, aşk üçgenleri ve daha fazlası...
Oblomov’luk
Ben her zaman şanslı bir insanımdır çok şükür. Okuduğum değişik okullarda Türkçe-Edebiyat öğretmenlerim çok iyiydiler. Kayseri’de orta okulda Hamdi Bey, Samsun 19 Mayıs Lisesinde Burhan Paçacı ve Fakülte’de Efsane Emin Özdemir…
Emin Bey, ilk yıl bize Oblomov’u ve Oblomovluğu yani tembellik ve uyuşukluğu anlatıp bir çok konuda da kitaptan örnekler gösterirdi… O zaman büyük bir merakla okumayı beklemiş ama diğer derslerin ağırlığı, siyasi ortamın can güvenliğimizi tehlikeye atmasının yarattığı gerginlik dikkat dağınıklığı yaratmış, psikolojimi olumsuz etkilemiş ve okuma isteğimi yok etmişti. (1980 öncesi) Her neyse kütüphanede bekleyen kitabı ancak okuyabildim. Zannederim durup durup yine okurum!!!
Oblomov da Olga da Andrey İvanoviç’te hatta Zahar, Tarantayev, Mateyeviç bile sadece Rusya’da değil Türkiye’de de adım başı karşılaşabileceğimiz tiplemeler…
Olay örgüsü rahatlıkla Türkiye’ye de uyarlanabilir…
Çok güzel bir kitap. Spoiler vermemek için bu kadarla yetineceğim. Lütfen okuyun.
Kürk Mantlu Madonna
Bazı kitaplar insanın içini söker ya bu kitapta öyle bir kitap okurken sizde kitapta yerinizi alıyorsunuz bazen baş rolde bazen bir alt rolde bazen ise cansız bir varlık olarak duvarda yerinizi alıyorsunuz.
Hayat sizi nereye doğru götürüyor bilmediğiniz bir şekilde gidiyorsunuz o yol da sizi bekleyenler var bunlar acı, burhan , kabus , yıkım , hasret, özlem bir de yaşanmışlar olarak karşınıza dikiliyor adeta gitmiyor hayat kısa ama anları yaşamak çok uzun insan bazen yaşayamadıklarını yaşıyor dolu dolu gidiyor ya bu kitapta öyle bir yaşanmış olayları bire bir olarak anlatıyor. yaşamak sadece nefes almak değildir.
Yaşamak sadece yemek yemek , gezmek , eğlenmek de değildir. yaşamak gerçekten içten gelerek yaşamaktır.
Herkes yaşayamaz yaşayanlara ne mutlu
Zaman çok kısa aldığın nefesin içindeki organlara haya verebilir ama başkasına da nefes olması gerekir.
Belki seni bekleyen biri vardır. senin bilmediğin etrafına bak ve onu bul mutluluk onunla beraber
ona konum at seni bulsun...
377 syf.
·
Not rated
Kitap içeriğinde 33 farklı mektup, hikaye, anı türünde yazılar var. Bunlar:
Orhan Hançerlioğlu - Mustafa Kemal'in Askerleri
Tarık Buğra - Oğlumuz
Mehmet Seyda - Köyün Uğuru Memet
Sabahattin Kudret Aksal - Vav'lar
Hakkı Kamil Beşe - İtalya Krallığı'nın Nişancıbaşısı ve Yörük Ali Efe
Necati Cumalı - Aklım Arkada Kalacak
Oktay Akbal -
Birtakım şarkılar eklemeye karar verdim incelemeye, daha kitabın ortalarındayken, ve sonuna ekleyecektim: Maria Puder sen bunları hak etmezsin ama diyerek... O hak etmezse kimse hak etmiyormuş, öyle bir son... Olaylar öyle bir işleniyor, Raif Efendi'nin, Maria'nın hayat görüşleri öyle kısıtlı geliyor ki kendi kendime "böyle insanlar gerçekten yaşıyorlar mı?" diye sorup kızıyorum. Sanırım içten içe biliyorum, evet, böyle insanlar yaşıyorlar. Ben de bu yüzden kızıyorum. E, bu da Sabahattin Ali'nin velinimeti değil mi?
Serenad, Masumiyet Müzesi, Kırmızı Saçlı Kadın ve Kürk Mantolu Madonna. Biliyorsunuz...
Veda Busesi - Tarkan/Muazzez E.
Artık Sevmeyeceğim - M.E.
Kollarında Öleceğim - M.E.
Gülü Susuz Seni Aşksız Bırakmam - Zekai Tunca
Aşkımız Olay Olacak - Burhan Çaçan
İntizar - M.E.
Ne Senden Geçerim Ne Meyhaneden - Mustafa Oruç
Önemli, merak ettiğim ve bu dönemi kısmen yaşamış; duyumları yakın tarihli birisinin ağzından az da olsa öğrenebilmek, kendimize bir şeyler katabilmek gerekliydi. Bunun için de Mizah konusuna adeta bilimsel diyebileceğimiz bir yaklaşımla uzun bir anlatımlar silsilesini geride bıraktık önce. Gerçekten de mizahi yönümüz çok kuvvetli ve dünya
Yılanların Öcü yazarı 28 yaşındayken oluşturulmuş bir roman. Fakir Baykurt, doğup büyüdüğü yerlerden; çalıştığı köy, kasaba ve şehirlerden ait olduğu toplumsal yapı hakkında bilgiler edinmiş. Bunu da biraz daha küçülterek seksen evli Karataş köyü özelinde anlatmış. Yani bu bakımdan özelde anlatılan Karataş köyü ve Kara Bayram'ın ailesi olsa
