608 syf.
·
Not rated
·
Read in 14 days
”Cam eskiden kumdu,dedi. Kum olduğu zamanı hatırlıyor. Kuşları, üzerinde yürüyen ayaklarını hatırlıyor. Küçük izler bırakmalarını. Cam olmayı hiç istememiş. Sinsice şeffaf olmayı hiç istememiş. Kuşları, pencereden onları izlemeyi seviyor, o yüzden ağladı” Merhaba kitapseverler, Cam’a yüklenen bu anlam,onun duygusallığı beni çok etkiledi kim derdi
Biçimin ve Boşluğun Kitabı
Biçimin ve Boşluğun KitabıRuth Ozeki · İthaki Yayınları · 202380 okunma
601 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Çok yaygın olmayan cam kemik hastalığına yakalanan willow, kendisiyle ilgilenilmediğini düşünen ve hisseden kardeşi amelia, nereye savrulucağını şaşırmış bir anne, olaylara tepkisiz bir baba. Willow'un hastalığıyla o kadar ilgililerdir ki amelia'nın bulimia olduğunun farkında değildirler.
Cam Çocuk
Cam ÇocukJodi Picoult · April Yayıncılık · 2009947 okunma
Reklam
587 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Ufacık bir dikkatsizliğin bir sürü kemik kırığına sebep olabileceği bir çocuk ve etrafında şekillenen bir konu var kitapta. Cam kemik hastalığına sahip bir çocuğun ve etrafındaki insanların ağzından anlatılıyor zorluklar. (Kısacası yaşamdaki birçok şey kırılgandır.)
Cam Çocuk
Cam ÇocukJodi Picoult · April Yayıncılık · 2020947 okunma
156 syf.
·
Not rated
Anne babası tarafından masal okutularak uyutulan veya büyütülen bir çocuk olmamama rağmen ilkokul öğretmenim vesilesiyle dünya edebiyatında yer edinmiş, kült sayılan bütün masalları okumuş olabilirim. Bu kitabı okurken aradan bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen detayları anımsarken hep gülümsedim. O zaman idrak edemediğim şeyleri şimdi düşündüm
Bir Masal Anlat
Bir Masal AnlatFiliz Özdem · Yapı Kredi Yayınları · 201634 okunma
250 syf.
·
Not rated
Kısa Bir Mola
Günaydınlar sevgili kitap severler. Bugün sizlere #burcudinçer #beşöykü kitabından bahsedeceğim. Yeni taşınılan bir ev, açılmamış koliler, yerleştikten sonra ayakları uzatıp içilecek kahvenin hayali… Derken kapı çalar. Ding dong Bir buket çiçek! Kimden geldiği belirsiz. Kime geldiği belirsiz. Çiçekte bir kart. Kartta bir saat, bir adres. Gider miydiniz? Sonra bir kaza. Yayaya çarpıp kaçan bir sürücü. Panikle aranan bir avukat. Olay yerinde bir avukat. Olay yerinde polisler, izleyenler, meraklılar. Avukat farkında olmasa da kazazede babası. Avukatsa olayı örtbas etme peşinde. Siz olsanız ne yapardınız? Özel ders veren bir öğretmen, Leyla. Güç bela getiriyor ay sonunu. Bir adamla karşılaşıyor yolda. Adam belli aç. Leyla nerede görse tanır o ifadeyi. Kendisine yetişemeyen Leyla ne yapsa şimdi? Davut babasıyla kâğıt topluyor. Camdan onu izleyen biri. Davut’un arkadaşı diyor kendisine. El sallıyor Davut ona, her camın önünden geçtiğinde. Düşlüyor o cam kenarında hep beraber top oynadıklarını. Davut, babası, camdaki çocuk, babası. Bir süre sonra geçmez olur Davut ve babası. Bir gün haberlerde onları görür. Ne olmuş Davut’a? Plaj dönüşü tırmanılan bir yokuş. Mahallede çiçek kokusuyla karışık kızarmış hamur kokusu. Kadınların eteğini uçuran rüzgar. Geçmiş, çocukluk, ada. Her adımda çocukluğa dönmek mümkün olsa. Anneler yine hamur kızartsa. Güzel olmaz mıydı? Kısacık bir mola verdim bu sabah hayata. Şimdi kalkıp kahve yapacağım. Balkondan denize bakıp çocukluğumu anacağım.
Beş Öykü
Beş Öykü
Burcu Dinçer
Burcu Dinçer
Beş Öykü
Beş ÖyküBurcu Dinçer · Kuartet Yayınları · 202314 okunma
672 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Herkese merhaba öncelikle bu yazı benim bu platformdaki ilk inceleme yazım ve bunu Dördüncü Kanat üzerinden yapacağım için çok heyecanlıyım. Şimdi direk lafa girmek istiyorum Dördüncü Kanat benim bu zamana kadar okuduğum en iyi fantastik içerikli romandı bir çok inceleme videosu ve yazısı okuduğumda game of thronse ve cam şato gibi bir çok
Dördüncü Kanat
Dördüncü KanatRebecca Yarros · Olimpos Yayınları · 20232,356 okunma
Reklam
587 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Dikkat spoiler içerir...
"Su ağzıma ve burnuma dolarken güneş gittikçe uzaklaşıp küçülmeye başladı. Gözlerimi yavaşça yumup, gerçekliğinden emin olduğum şeylere sıkı sıkıya tutundum. Örneğin deniztarağının her biri masmavi otuz beş gözü olduğuna... Örneğin ton balığının yüzmezse boğulacağına... Örneğin sevildiğime... Ve örneğin bu kez kırılan şeyin ben olmadığıma." Willow'un son anında aklından geçirdiği şu cümleler, bütün kitap boyunca biriktirdiğim siniri, nefreti, bunalımları, hayret ve endişeleri göz yaşları olarak akıtmama sebep oldu. Sonunu Jodi Picoult'un kurgu tarzını daha önce iki kez okumuş biri olarak kitabın başından beri tahmin etmeme rağmen yine ağladım. Yazar, bu kitapta da üslubunu bozmayarak, bir konu şeçip, o konuya uygun olarak vicdanını sorgulayan karakterler yerleştiriyor. Ve ben hiçbir kitabında (daha üç tanesini okudum) kendimi anne karakterine sempati duyar bir şekilde bulamıyorum. Aslında hiçbir kitabında tamamen kimseyi haklı bulamıyorum. Ve hep düşünüyorum, kitapta geçen şu cümlelerde de ifade edildiği gibi; "Tanrı'ya şükürler olsun. Bu şey onun değil de benim başıma gelse ne yapardım?" Okunması gereken kitaplardan olduğunu düşünüyorum ancak süreç biraz fazlaca uzun tutulmuş. Yer yer , "Hadi artık buraları geç de şu dava meselesine bir gelelim" dedim. Yazı tarzı bunaltıcı olmadığından ötürü sonuna gelebildim. Herkese iyi okumalar dilerim....
Cam Çocuk
Cam ÇocukJodi Picoult · April Yayıncılık · 2020947 okunma
643 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.