Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
Aziz Thomas Aquinas ~ Gilbert Keith Chesterton
Aziz Thomas Aquinas, 13. yüzyılın önde gelen filozoflarından biridir. Aynı zamanda rahiptir. Felsefesi, Hristiyanlık ve Aristotelesçi felsefe arasında bir sentez oluşturur. Bu sentez, Hristiyan düşüncesi ile Aristotelesçi mantık ve doğa felsefesi arasındaki farklılıkları çözmeye
İngiliz edebiyatında yazarlığı kadar, aykırı düşünceleriyle de kendine sıra dışı bir yer edinen Gilbert Keith Chesterton 'dan uzun zamandır kütüphanemde okunacaklar bölümünde duran babil kitaplığı serisinden #apollonungözü kitabını #okudumbitti
Beş seçkinin bulunduğu ve hepsinde gotik anlatıma tezat mütevazi karakterleri renklendiren betimlemelerin sakinliği polisiye romanlarda olması gereken aksiyonu gölgede bırakmış. Buna mukabil, her bir seçkinin etkisine kapılıp okumaya sürükleyici bir heyecan katan gizemi vardı.
Kötü mü Hayır değil, mistik bir atmosferde cinayetleri çözüme ulaştırmak keyifli bir okumaydı. Türü severlere tavsiyemdir.
Hakikati bulduk ve hakikatin anlamı yok !
Babil Kitaplığı Serisinin 24 Nolu kitabını da okudum arkadaşlar.
Bu çok ama çok severek okuduğum, bir muhteşem yazar ve hikayeleriyle daha tanıştığımı belirmek istiyorum.
Hikayeler bana gizemiyle ve gotik tarzıyla biraz Poe biraz Henry James, polisiye kurgusuyla biraz Agatha Christie biraz Sherlock Holmes tadında bana inanılmaz keyifli bir okuma sundu.
Özellikle “Bir Tuhaf Ayak Sesleri, Israel Gow’un Onuru,Apollo’nun Gözü ve Dr. Hirsch’in Düellosu” hikayelerindeki ortak baş kahramanlarımız olan özel dedektif M. Hercule Flambeau ve Peder J. Brown benim için unutulmaz karakterler arasına girmiştir.
Bu arada Gilbert Keith Chesterton un hikayelerini çok beğenince başka kitaplarını araştırma ihtiyacı hissettim ve Alfa Yayınlarından Peder Brown’ın Bilgeliği adlı bir kitap basıldığını gördüm ve tabi ki listeye aldım.
Jorge Luis Borges yazar için “hiçbir yazar bana Chesterton’ın yaşattığı kadar mutlu saatler yaşatmamıştır” demiş.
“Merhametsiz olmak istemiyorlardı, iyiliksever olmak zorunda kalacaklar diye de ödleri kopuyordu.”
“Hakikati bulduk ve hakikatin anlamı yok.”
Yıllar önce Gilbert Keith Chesterton’dan Ada Yayınları’nca yayımlanan, Vedat Günyol’un Türkçeleştirdiği Bay Perşembe’yi okumuştum.Çok beğendiğimi hatırlıyorum.İlerleyen aylarda tekrar okumak için kitaplığımdan çıkardım.
Jorge Luis Borges der ki:”Poe’nun buluşu sayılan polisiye romanın yok olduğu bir dönemin gelebileceği şimdiden tahmin edilebilir, çünkü tüm yazın türleri arasında en yapay olanı ve en çok oyuna benzeyeni odur.Bizzat Chesterton, romanın bir yüz oyunu, polisiye öykünün ise bir maske oyunu olduğunu yazılarıyla ifade etmiştir.Bu gözleme ve polisiye türünün gözden düşmesi olasılığına karşın, G.K.C. öykülerinin her zaman okunacağından emin olduğumu söyleyebilirim; çünkü bu öykülerde gerçekleşmesi imkânsız doğaüstü bir olayın ima ettiği gizem, son satırların bizlere sunduğu mantıklı çözüm kadar ilginçtir.” syf 7
Kitapta yer alan Chesterton öykülerinin bir kısmı fantastik, mistik öğeler, doğaüstü olaylar içerse de bir anda Peder J. Brown ve dedektif M.Bercule Flambeau tarafından mantık temeline oturtularak çözümlenir.
Peder Brown ve dedektif Flambeau öykülerde ( üç öyküde sanırım) tekrar tekrar karşılaştığımız karakterler.
Babil Kitaplığı serisinde yer alan Apollon’un Gözü kitabını zevkle okudum.
FM.Ricci ve Borges’in hazırladıkları fantastik edebiyat serisi Babil Kitaplığının 6. kitabı olan Apollon’un Gözü’ nü Çiçek Öztek çevirisinden okudum.
Gilbert Keith Chesterton,
Anglikanlıktan Katolikliğe geçmiş bir İngiliz yazar. Borges onun için şöyle diyor: “Chesterton, romanın bir yüz oyunu, polisiye öykünün ise bir maske oyunu olduğunu yazılı olarak fiade etmiştir. Bu gözleme ve polisiye türünün gözden düşmesi olasılığına karşın, Chesterton öykülerinin her zaman okunacağından emin olduğumu söyleyebilirim; çünkü bu öykülerde gerçekleşmesi imkânsız doğaüstü bir olayın ima ettiği gizem, son satırların bizlere sunduğu mantıklı çözüm kadar ilginçtir.
Yazın sanatına atılmadan Önce resim sanatıyla uğraşmış olan Chesterton’ın tüm anlatıları hatırı sayılır ölçüde görseldir.”
Bu son satıra katılıyorum zira Apollon’un gözü yeni bir dinin tapınağının duvarındaki resim. Bu dinin mensupları normal sağlıklı bir insanın güneşe rahatlıkla bakılabileceğini iddia ediyorlar, diğerleri de sağlıklı insanın böyle şeylerle ne işi var diye dalgalarını geçiyor.
“ Yazın sanatı mutluluk biçimlerinden biridir, belkide hiç bir yazar bana Chesterton’un yaşattığı kadar mutlu saatler yaşatmamıştır.
Borges’in bu satırlarına katılmam mümkün değil. Hikayeleri muhteşem bulmadım açıkçası.