Demokrasi, her ne kadar sıkça telaffuz edilse de en modern yönetimlerde bile tam anlamıyla tesis edilememiş olan bir akit, Rousseau'nun deyimiyle toplum sözleşmesi. Toplumların bilinçlilik ve farkındalık düzeyi, çoğulculuk ve çoğunlukçuluk kavramlarının farkının anlaşılması, hukukun üstünlüğünün üstünlerin hukukuna tercih edilmesinde ve ideolojik değil ilkesel hareket edilmesinde yaşanan aksaklıklar bunun en önemli nedenleri olsa gerek.
Demokrasi, kimine göre seçmenin önüne getirilen sandıktan ibaret, kimine göre ise çok daha fazlası.
- Demokrasi nedir, ne değildir?
- Cumhuriyet, demokrasi, hak ve özgürlükler ile refahın ilişkisi nedir?
- Temsil yetkisini taşıyanların yetkisinin sınırı nerede başlayıp nerede bitmeli?
- Yönetim veya yasama yetkisinin gücü neden sınırlı olmalı?
- Demokrasinin erdemleri, faydaları, avantajları?
- Demokrasi her derde deva mı, hasar ve risk minimizasyonu için bir ufuk mu?
Bu ve bunun gibi soruların Platon, André Bellon, John Berger, José Saramago, Bertrand Russel, Özdemir İnce, Voltaire, Sartre, Wayne Price, F.A. von Hayek, Robert A. Dahl ve Tage Lindbom gibi yetkin ağızlardan cevaplandığı konuşma ve yazılar Halil Gökhan tarafından derlenmiş. (Yer, tarih, kaynak belirtilseydi daha güzel olurdu).
Konuya ilgi duyanlar için güzel bir başlangıç kitabı olabilir...