Fatma Aliye uzun zamandır okumak istediğim yazarlardan biriydi. Kendisinin, Türk edebiyatının ilk kadın yazarı olması, eserlerinde çoğu zaman kadın konularını ele alması benim için önemli detaylardan bazıları.
Refet ise ilk kadın öğretmen karakter olma özelliğini taşıyor. Benim içinse ilk Fatma Aliye eseri olan Refet, enlerimden biri oldu.
Eser öncelikle Refet’in annesi olan Binnaz’ın hikayesiyle başlıyor. Ve biz okurlar talihsiz Refet’in daha doğmadan nasıl bir hayatı olacağını az çok anlayabiliyoruz.
İlk kırılma noktası ise memleketten İstanbul’a geliş. Yoksulluğun, kimsesizliğin, akraba akbabalarının baş gösterdiği bir nokta. Binnaz, düzenli beslenememekten hasta olan Refet ile nasıl baş edeceğini bilemiyor. Gözünün önünde eriyen kızını gördükçe kendisi de eriyor.
İyi şeyler olmuyor da değil. Akraba denilen akbabalardan ziyade, iyi komşular, dostlar ediniyor Binnaz ve Refet. Ve geri dönüp baktığım zaman anlıyorum ki, Refet amacına ulaşıp refaha erdiyse, tam da karşılarına çıkan iyi insanlar sayesinde oluyor bunlar.
Uzun lafın kısası Mini mini bir Refet’den, genç bir öğretmen olan Refet’in hikayesini okuyoruz. Zorlukla, yoksullukla, mücadele ve acıyla geçen bir yaşam bu.
Kitapta Binnaz ve Refet dışında harika yan karakterler var. Bana kalırsa her biri öykü malzemesi. Fatma Aliye kalemi zaten muazzam.
Eserlerini okumaya devam edeceğim. Mutlaka okuyunuz.