Yazarı okumayı sevdiğim doğrudur. Hele bu kitabın yaşadığım şehirde geçmesi daha keyifle okumama sebep oldu.Sizlere de şiddetle tavsiye ederim.
Ankara Savaşı Timur'un zaferi , Karamanoğlu Mehmet Ali içinse kardeşleri Bengi ve Kumru 'ya kavuşmanın sevinciydi. Ama kardeşleri Yıldırım Bayezid tarafinda olduğu için Timur'dan
Deneme türünde yazılmış enfes bir kitap. Hiç sıkılmadan, ara vermeden, yer yer kalbinizi yoklayarak, bazen düşüncelere dalarak tek solukta okuyacaksınız. Namıdiğer "Divan Şiirini Sevdiren Adam" kalemine sağlık.
İskender Pala’nın daha önce birkaç kitabını okumuştum. Kurgusu hoşuma gitmişti. İçinde şiirler içermesini de beğenmiştim. Bu kitap diğer okuduklarıma göre daha farklıydı. İçeriği beyitlerle dolu olan denemelerden ve sonunda da bir öyküden oluşuyor. Divan edebiyatı ağırlıklı bir kitap olduğu için yazarın anlattığından fazlasını anlayamadım. Kelime
288 syf.
·
Not rated
Onlar büyülü dünyanın perdelerini bizlere açan,yedinci sanat diye tabir edilen sinemanın harika çocukları. Çektikleri filmler ile (iyi veya kötü)izleyicinin hafızalarında yıllar boyunca kalmış.Evet,o etkileyici filmleri çekenlerin normal olmadıklarını hep düşünmüşümdür ancak bu kadar anormalinde üstünde anormal olmaları beni hayretlere düşürdü.
D.W.Grıffıth'den Francis Ford Coppola'ya,Charlie Chaplin'den Stanley Kubrick'e,Jean-Luc Godard'tan Akıra Kurosawa'ya,Frank Capra'dan Woody Allen'a,Ingmar Bergman'dan Martin Scorses'a,Luis Bunuel'den Quentin Tarantino'ya,Alfred Hitchcock'tan Steven Spıelberg'e kadar toplam otuz beş ünlü yönetmenin sıradışı hayatlarını,garip ritüellerini,ilginç kişilik özelliklerini,tuhaf sayılacak alışkanlıklarını,sette yaptıkları garip davranışları,zaaflarını,başlarından geçen ilgnç olayları ve haklarında çıkan dedikoduları anlatıyor kitap.
Ayrıca kitapta sinema tarihinin ilginç yapımcılarına,kötü yönetmenlerine,yeteneksiz ünlülerine ve çekimler sırasında yaşanmış çeşitli olaylara ve yaşadıkları döneme bakılacak olursa oldukça başarılı işler çıkarmış kadın yönetmenlere ve dedikodulara da yer veriyor.Sinema tarihine dair birçok anekdotun da yer aldığı kitap özellikle sinema düşkünü kişilerin ilgisini çekebilecek bir eser.
Emre Gözgü kitabı eğlenceli bir dille çevirmiş.O yüzden okurken hiç sıkılmıyorsunuz.
O zaman .Işıklar sönsün! Film başlasın!
İskender palanın her kitabını hayranlıkla okudum bunu da öyle...ama içinde Allahın peygamberin kuranın kuran dilinin öğretildiği medreselere dedikodu yuvası demesi beni çok yaraladı.tıpkı babil de ölüm istanbul da aşk kitabında kanuni sultan süleymanı iradesini hanımının eline vermiş bir padişah olarak tanımlaması çok yaraladığı gibi...
Kitap o bölümu dışında bana çok fazla şey öğretti.bir çok fikrini ve yazım tarzını böylesine beğendiğim bir adamın bu tip fikirleri ve sözleri olması beni üzüyor ve soğutuyor...
Allah cümlemizi hidayet etsin...
Başlangıçta beşerî bir sevgili olarak karşımıza çıkan Leylâ, aslında hem âşık hem maşûk konumundadır. Hikâyenin sonlarına doğru ilahi aşka geçiş yapar. Mecnun'un bu hikâyedeki konumu ise oldukça değişkendir ve gelişim gösterir. Fuzulî, Mecnun'u eserin daha en başında olağanüstü bir profil ile yer verir. O "isti'dâd"a sahip biridir. Oysa
