Bu kitap yüzüme tokat gibi çarptı desem yeridir. İlk defa Rasim Özdenören okuduğum için belki de başlangıçta karmakarışık gelse de zamanla alıştım yazarın tarzına ve hayran kaldım. Altını çizdiğim satırlar o kadar çok ki. Ama sanırım 133. sayfa asıl beni etkileyen. Kolay kolay unutmayacağım bir kitap oldu. Eksikliğini hissettiğim bazı noktaları olsa da çok beğendiğim ve gönül rahatlığıyla başkalarına tavsiye edebileceğim bir kitap...
Kısa roman. Kısa ama öz roman. Kendi öz değerlerimize, kültürümüze, yaşam tarzımıza nasıl yabancılaştığımızı eleştiren ciddi bir edebi eser. Rasim Özdenören bu eserinde, çok kısa bir zaman dilimi olan, 50 yılda, toplumun nasıl hızla değiştiğini ve bu değişimin sonuçlarının ne denli etkileyici olduğunu düşünmemizi istiyor.
Aklıma geldikçe beni gülümseten kitaplar arasındadır ,ikili arasındaki konuşmalar tanışmaları,ilişkileri ,bir küsüp bir barışmaları..yani kısaca fırtınaydı bunlar ve çok eğlencelilerdi...
Kollarımdaki Yabancı'nın devamı olan bu kitap,düğün günü ikiziyle yer değiştiren ve gerçekler ortaya çıkınca ailesi tarafından uzaktaki akrabalarına sürgüne gönderilen ,cıvıl cıvıl,burnu havada,azcıktan fazlaca kendini beğenmiş Jeannette'in hikayesini anlatıyor.
Kızımız çok havalı,neden ailesi onu cezalandırmış falan bir isyan içinde yolculuk yaparken tam akrabalarının evlerine yaklaşmışken arabanın tekeri çıkar,çamur çaylak yol ortasında kalır...Yağmurun içinde güçlü yakışıklı biri birden çıkagelir ve yardım eder...havalı bir leydi olan Jeannette,kendinden aşağı gördüğü bu adama teşekkür etmez dahi etmez...ama aklının bir köşesinde de kalır bu gizemli yabancı.
Günler sonra gizemli yabancının bir mimar olduğunu ve akrabalarının evini tamire geldiğini öğrenir.Jeannette ,leydi olduğu için mutlaka soylu biriyle evlenmeyi düşünür,tamam bu yabancıdan etkileniyor falan ama koruması gereken bir statüsü var...
Aralarındaki duygusal çekim engel olunamaz hale gelir ve bir şekilde evlenirler...Jeannette yıkılır,bir kontla evlenmeyi düşünürken ,hayatını çalışarak kazanan bir mimara kalmıştır.
tabi işin gerçek yüzü böyle değildir,o gizemli mimar aslınad Mulholland Kontudur ama güzel Jeannette' a hayat dersi vermek istemiştir.
Okurken hiç sıkılmadım,hem diyaloglar hem olaylar sizi alıp götürüyot.Romantik kitap severlere tavsiye ederim.
144 syf.
10/10 puan verdi
Bitmemiş Türkümüz
“Kızıl cooluk alcalım” adlı eser 1963 yılında Povesti gori stepey/Dağlardan ve Steplerden Masallar adlı kitapta yer aldı. Ancak öncesinde 1959’da “Dolondun kan colunda” adıyla Kırgızistan’da yayımlanmıştı. Delbirim adıyla 1981’de tek kitap olarak da basılacaktı. Türkiye’de de farklı adlarla yayınlandı. Ancak en bilineni Al Yazmalım, Selvi
Birçok satırın altını çizmeden geçemeyeceğiniz bir yapıt. İçinde üzerinde uzun uzadıya düşünülmesi gereken birçok mesaj barındırıyor. Biraz karmaşık bir yapısı olması kitabın sürükleyiciliğini yaralamış olsa da okunmaya değer.
Kitabın içinde geçen yoksa siz Nasraniler'den misiniz cümlesi sarsıyor.Kitap günümüz dünyasının bayraklaştırdığı şeylerin aslında ne kadar alelade şeyler olduğunu çarpıcı kurgusuyla beraber veriyor.Okunulması gereken nadide eserlerimizden.