80 syf.
6/10 puan verdi
Bir adet Oynak Cemile
Bir adet Acıma Yakarım Daryan
Bir adet Tüm Hikaye Boyunca İlahi Bakış Açısıyla Bunların Yanında Takılan 14'lük Geleceğin Ressamı
Bu kitap Cengiz Aytmatov ile tanışma kitabım oldu, uzun zamandır merak ediyordum. Bu aralar pek vaktim olmasa da inceliğine dayanarak, etkinlik sayesinde okumaya niyet ettim ve iyi ki okudum
Yapraklar Evi Mark Z.Danielewski tarafından yazılmış kurgu bir roman olmasına rağmen,kitabın ilk sayfasında karşımıza bir başka yazar adı daha çıkıyor.Bu yazar Zampano.Zampano 80 yaşında,gözleri görmeyen,yalnız başına yaşayan bir insandır.Yapraklar Evi kitabını da farklı kılan şey işte tam da budur.Kitap içinde kitap,metin içinde metin,hatta yazar
Bir aşk hikayesidir. Siyabend sevdiğine kavuşmanın mutluğu ile Xecê ile beraber dağda günlerce yaşarlar birgün Xecê rüyasında bir ceylan görüp yediğini söyler ve keşke şuan olsaydım yeseydim der bunun üzerine Siyabend ona burda beklemesini ve biraz sonra geleceğini söyler ve dağ başında ceylan aramaya koyulur derken bir yerde ceylan sürüsü görür artlarından gidip birini yaralar, yaraladığı ceylan bir uçurumun kenarına gelir Siyabend gidip onu alırken Ceylan aniden ona tekme vurarak uçurumdan aşağı düşmesine neden olur, uçuruma düşen Siyabend bir ağaç dalının kalbine saplamasıyla orda yaralanır ve Siyabend’in aklına o rüyasına giren yaşlı dede gelir rüyasında ona “Sen o kadar çarpışıp kahramanlıklar yapmana rağmen seni tek bir insaoğlunu öldürmeyecek sen yabani bir hayvan ile öleceksin” dediğini hatırlar..
Siyabend burda kalırken Xecê karanlık çökmesine rağmen Siyabend’in gelmediğini görünce telaşlanır ve onu aramaya koyulur derken bir çukurumun altından inilti sesini duyar hemen oraya koşar bakar ki aşağıda Siyabend yaralı halde inliyor bu durumu gören Xecê çok üzülür onla Siyabend orada biraz şiirsel olarak konuşurlar ve Xecê Siyabendsiz bir dünyanın imkansız olduğunu bu dünyada tek yakının o olduğu söyleyerek oda kendisini aşağıya atar ve oda ağacın diğer dalının göğsüne saplanmasıyla ikisi beraber orada can verirler…
Derler ki her yıl Siyabend ile Xecê’nin mezarında kan renginde iki gül biter. Bu güller birbirine sarılmak üzereyken bir deve dikeni de aralarına girer. Bu iki gülün kavuşmasını engeller. Deve dikeni geyiğin boynuzlarıdır.
2011 yılında henüz ergenlik çağına girmiş, damarlarında kanı gürül gürül akan bir delikanlı iken üzerinde bozkurtlar yazması hasebiyle almış, müteakip ramazan ayında bir sahurdan gelecek iftara kadar oturduğum yerden kalkmayarak,kimi zaman şaşırarak kimi zaman gülerek kimi zaman da üzülerek bitirdiğim muhteşem kitap.. Bitirdiğim kitaplar arasında beni etkileyen iki yapıt oldu ; ilki Ruh adam'dı ikinicisi ise Tuncer hocamın Kayıp Bozkurtlar kitabı idi.. Lise hayatından itibaren günü gününe temiz dimağında ki hatıralarını kaleme alan Tuncer hocam hoş ve akıcı bir dil yakalamış ve bunu diğer kitaplarında da devam ettirmiştir..Beni en çok şaşırtan olay ise Kızıl Nazım ile aynı hastaneye hatta ve hatta aynı doktrora kadar düşmesi olmuştur. Merakım ve tanışma arzum ile Tuncer hocamı araştırmış ve bulmuştum, Allah ömrünü uzun etsin diyeyim hala görüşürüz, 2017 yılı Temmuz ayında yüz yüze görüşme fırsatını yakalamıştım. Yolumuza başlık eden, tecrübeleri ile bize fikir veren güzel insan, kendi tabiri ile eli anayasalı insan :) ömrü uzun olsun..
48 syf.
8/10 puan verdi
"ekmek sıcak, Allah güzel, sen iyi"*
Bundan yıllar önce Ramazan ayındayız, vakit ikindi. İnternette dolanırken bir sayfada karşılaşmıştım bu dizeyle. Bir fotoğrafın altına yazmışlardı, hiç unutmuyorum; yemyeşil bir arazi, gök pırıl pırıl. Küçük bir kız çocuğu elinde uçurtmasını uçurarak koşuyordu, Alp Dağlarının eteklerindeki çıplak
292 syf.
10/10 puan verdi
#gugukkuşu
#kenkesey
"Biliyor musunuz, insan kahkaha atma yeteneğini yitirdi mi dengesinden de olur."
Özgürlük ve bunu kontrol altına almak isteyenler arasında zorlu ve sıcak bir mücadele. Psikolojik savaş ve cerrahi operasyonlarla davranışları kontrol edebilme. Toplumdaki çelişkileri yalın bir dille ortaya koyan ve kimin dediği olacak, çoğunluğun mu, gücün mü yoksa gönlüne göre yaşayanların mı? Bir akıl hastanesinde sıkı bir yönetimin herşeyi kontrol altına alma, disipline etme, insanları istedikleri gibi yönetme ve buna karşı yaptıklarıyla, söyledikleriyle, tavırlarıyla dur diyebilen bir kişi. Topluluğu değiştirmek için kararlı ve zeki birisinin yeterli olabileceği, yapılan bir oylamada bir kişinin bile çok etkili olabileceği olağan üstü bir şekilde anlatılmış. (Bu oylamadan sonraki sahne çok iyiydi. Sırf burası için bile bu kitap okunabilir.)
Kitabın baskısı maalesef yok. Sağolsun Ramazan Ergulec kendi kitabını bana yollayarak bu eserle tanışmama vesile oldu. Kendisine tekrar teşekkür ediyorum.
