Tirende Bir Keman
" Aşkın ile gündüz gece giryanım efendim Bülbül gibi gül rûyine hayranım efendim "
Mustafa Kutlu okuyanlar bilir çok fazla söylenecek söz yoktur kelimelerin kifayetsiz kaldığı bir sanatçıdır.Bu eserinde üç kuşak; babadan oğula oğuldan toruna birbirlerinin hayatlarının; musîki keder aşk acı değişen hayatlar değişmeyen müzikler miras alır. Müzikle ilgisi olmayan birine bile müziği hissettiren bir eser.
" Hayat öyle durgun bir göl değildir. Bir taş düşer, dalgalar kıyıya ulaşır. Kuşlar yuvalarından uçar, sağanak kırbaç gibi inmeye başlar. "
Çalgıcı Sadullah efendi öldükten sonra oğlu Kenan'ın hayatı ile birlikte roman başlar.Kemanî Kenan Semiramis' e aşık olur ve evlenir. Bu evlilikten Sadullah adlı bir çocukları dünyaya gelir. Hikayenin can alıcı kısmı burada başlar. " Bu nedir? Bu toprağa düşen tohumdur. Bir gün gelir yeşerir. " Kitapta çarpık kentleşme köyden şehre göç işsizlik kısacası memleket havası vardır. " Toprak ana şehirleri de besliyor hâlâ. " Mustafa kutlu'nun kitaplarında herkesi heyecanlandıran, hüzünlendiren, düşündüren, ağlatan bir kesit ya da herkesi duygulandıran bir anı vardır kısaca Kutlunun kaleminde herkesin hayatına değen bir nokta vardır. " Günler hep böyle geçecek, güneş hiç batmayacak, Neşe de Kader de hep aynı kalacak sanırız. İnsanoğlu aldanıştadır. Güneş batar, yağmur kesilir, kuşlar yuvalarına çekilir. Hiç ummadığın anda bir dalga gelip kayığı devirir. "
" Kar keman kutusunun üzerine ağır ağır kapatıyordu. "