Ben bu yazara hayran kalmaktan yoruldum sanırım :) Tess Gerritsen' ın bu kitapta zekasına hayran olmamak imkansız. Bilgisi ve zekası birleşince ortaya harika bir kitap çıkmış. Kitapta basit diyebileceğiniz tek cümle dahi yok. En basit cümleyi bile okuyucuya çok güzel bir şekilde sunmuş. Hiçbir sayfada olaydan kopmuyorsunuz. Her sayfa heyecan dolu. Yabancısı olduğum tıbbi terimler bile beni kitabın içerisine çekiyor hepsinin anlamını merak edip araştırıyorum. Bu yazarda en sevdiğim şey anlattığı olayların film sahnesi gibi önümde akması. Kitap bittikten sonra ki bu zaman dilimi gece 3 e denk geliyor korkmadım değil. Bir Cerrah etkisinde değildi bu korku ama birinin evin içinde dolanma konusunun işlendiği her kitabında ürküyorum. Kitabı hissetmeniz kaçınılmaz. Harika bir kitap harika bir yazar. Bu arada Gerritsen kitaplarını okurken sıralamaya dikkat edin. İyi okumalar :)
Rizzoli & Isles serisinin 5. Kitabı, diğer adı Rehine. Ki adı baştan Rehine olarak kalsa daha uygun olurmuş diye düşünüyorum. Serinin önceki kitaplarına göre aksiyonu daha fazla olan bir kitaptı. Başta doğum için gittiği hastanede rehin olarak alınan Jane Rizzoli'nin ve diğer birkaç rehinenin hikayesiyle karşılaşırken, rehine krizinin ulusal çapta skandallar oluşturacak gerçekleriyle yüzleşiyorsunuz. Hiçbir olay ya da kişi göründüğü kadar basit ya da masum değil maalesef.. hemen herkese bir şüphe etiketi yapıştıracağınız türde bu kez akış. Önceki 4 kitaptan daha çok beğendim. İşlediği konular da anlatım da daha iyiydi. Ayrıca tıbbi ayrıntılara bu kez çok daha az yer verilmişti bu da benim için +10 puan oldu diyebilirim.
Bu sefer olaylar "Ölüler Kraliçesi" olarak bilenen adlı tıp doktoru Maura Isles'ın etrafında dönüyor.
Serinin her kitabı gibi bittiğinde bi sonraki kitabı fazlasıyla merak uyandırıyor. Ayrıca Rizzoli ve İsles hakkın da daha çok detaya girerek karakterlerin okuyucu tarafından daha ayrıntılı tanınmasını sağlamış.
Jane Rizzoli ve Maura İsles serisinin 12.kitabı. Bu serinin ilk 11 kitabına kıyasla bir tık zayıf kalmış gibi bir his oluşuyor olsa da, asla öyle değil. Gerilim gayet başarılı hatta bazı yerlerde nefes almadan okuduğumu farkettiğim anlar oldu. Fakat nedense içimde bir boşluk hissi var, bunu da istemsizce sürekli Cerrah, Buz gibi soğuk, Sona Kalan ve Diriliş kitaplarıyla kıyasladığım için olabileceğini düşünüyorum. 12.kitabı özel yapan ufak bir detay vardı ve bu katilin en başından beri herkesin tanıdığı kişi olmasıydı.
Normalde en sevdiğim şeylere karar vermede kararsız kalırım ama tüm kalbimle söylebilirim ki bu, yazarın en sevdiğim eseri oldu. Kitabın ilk sayfasında okuru etkisi altına alan sürükleyici bir kitap
Korku filmi yapımcısı genç bir kadınla, bekâr bir muhasebecinin cesedi bulunduğunda bu iki farklı cinayeti birbirine bağlayan hiçbir kanıt yoktur ortada. Cesetlerde belirgin yaralar bulunsa da ölüm sebebi belli değildir.
Soruşturma geçmişte büyük bir taciz vakasının kurbanı olan genç bir kadına, gerçek bir hikâyeye dayanması muhtemel bir korku filmine, gaddar ve sıra dışı ölümlere maruz kalmış azizlere doğru genişler. Rizzoli ile Isles tam katili köşeye sıkıştırdıklarını düşündüklerinde çok uzun süre saklı kalmış bir sır yüzeye çıkıp başka masumların da hayatını tehdit etmeye başlar...