Biraz elimde sündükçe sünen, her sündüğünde de üstüme yapışan bir kitap oldu. Öyle bir dönemde okuyorum ki kitabı nevrotik değilsem bile artık kesinlikle nevrotiğim.
Yazar, okuyanın kendini nevrotik olarak tanımlayacağını düşündüğü için eserin sonunda nevrotik diye kime dendiğini açıklamış. Evet, sosyolojik ve çağımızın dinamikleri açısından hepimizde birtakım nevrozlar baş gösterebiliyor. Burada önemli olan bu nevrozların bizi ve çevremizi ne derece etkilediği.
Büyüdüğümüz çevre, yaşadığımız tecrübeler bizlere devamlı olarak bazı izler bırakıyor. Bunların bir kısmı geçiyor ama bir kısmı kişiliğimize olumlu ya da olumsuz etkiler bırakıyor. Bazen rekabet hırsı bazen ise öfke nöbetleri olarak karşımıza çıkan bu kişilik nevrozlarının şiddetleri ve temelleri bizim için son derece önem arz ediyor.
Kişisel gelişim açısından da önemli olan Çağımızın Nevrotik Kişiliği, her bölümde okuyana bir aydınlanma yaşatıyor. Yakın çevremiz ve kendimiz açısından davranış analizi yapmamızı kolaylaştırıyor. Tek eksiği, keşke bunlar için neler yapılabilir hakkında da geniş metodlar sunsaydı. Ama tabii ki kitap okuyanı tedavi etme amacı gütmüyor. Psikolog fiyatları bu kadar almış başını gitmişken keşke gütseydi diyorum.