"Türkiyeliyim... Ermeniyim... iliklerime kadar da Anadoluluyum. Bir gün dahi olsa, ülkemi terkedip, geleceğimi "Batı" denilen o "Hazır özgürlükler cehennemi"nde kurmayı, başkalarının bedeller ödeyerek yarattıkları demokrasilere, sülük misali, yamanmayı düşünmedim. Ülkem Sivas için ağlarken ağladım. Ülkem çeteleriyle boğuşurken, boğuştum. Kendi kaderimi ülkemin özgürlüğünü yaratma süreciyle eşledim. Şu anda yaşayabildiğim ya da yaşayamadığım haklara da bedavadan konmadım, bedelini ödedim, hâla da ödüyorum."
..
1 Nisan 1996 'da" Bu Köşedeki Adam " logosuyla yazmaya başladı Hrant Dink. Karin Karakaşlı tarafından derlenen kitapta Hrant' ın Bir Gün, Agos ve Yeni BinYıl gazetelerinde yayımlanmış makale ve köşe yazılarından oluşuyor. Bu köşesinde dönemin bazı olaylarına değiniyor ve her yazısında özellikle öteleyen ırkçılığı, tektipçi zihniyeti, herkesle yaşama bilincini aşılamak yerine, belli kalıplara sığdırmaya, belli kalıplar içerisine sıkıştırmaya çalışan devleti eleştiriyor. Hrant Dink 'in yazılarını okumak, onun hayatına, gazeteciliğine, hayat görüşüne dair çok net ipuçları veriyor aslında. Hakkında açılmış dava süreçlerinde dahi yazdığı yazılarda ülkesini sevmeye korkarak da olsa devam edeceğini, ruh halinin bir güvercin ürkekliğinde olduğunu yazıyor. Ülkesini bu kadar sevmiş, ırkçılığa karşı bu kadar tepki göstermiş değerli bir gazetecinin kendisine 'vatansever' diyen kafatasçı çevreler tarafından sırtından vurularak haince öldürülmesi çok acı. Ben okunmasını tavsiye ediyorum.